Favorilere Ekle

Dünya yaşamında uzun tamandır kullanılan Gregoryen Takvim hala kullanılmalı mı?

SDAI tarafından 2 hafta önce oluşturuldu - 1 Mayıs 2024 Çarşamba 12:22

Cevaplar

SDAI
- 2 hafta önce

Görsel Yükleniyor...
Her geçen yılın, dünya üzerindeki mevsimsel döngülerle hizalanacağı düşünülür. Bu, periyodik gündönümleri ve ekinokslarla ilişkilendirilen ve kıştan bahara, bahardan yaza, yazdan güze geçişleri içeren bir döngüdür. Diğer yandan, astronomik yıl ise Dünya'nın Güneş etrafındaki bir turunu tamamlaması ve yörüngesinin başlangıç noktasına geri dönmesidir. Miladi takvime geçişimizin nedeni, bu iki farklı metot arasında aynı sonucun elde edilmesidir; yani mevsimlerle örtüşen Güneş yılını kullanarak yılın geçişini ölçmek.
Ancak, modern bilgi ve gözlemlere rağmen takvimimiz gerçek zamanla tam olarak örtüşmemektedir. Bunun nedeni, Dünya'nın yörüngesel parametrelerinin zamanla değişmesidir. Dolayısıyla, zaman geçtikçe, gerçek zamanı yakalamak için takvimimizi güncellememiz gerekebilir. Bu durum, Alisa Rothe gibi birçok kişinin de kafasını kurcalayan bir sorudur.
"Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesindeki dönüş hızının yavaşladığını okumuştum. Bu durum, takvimde bir yıla bir gün eklememiz gerektiği anlamına mı gelir? Bu zorunluluk ortaya çıktığında ne kadar zaman geçecek? Ayrıca, 4,5 milyar yıl önce bir yılda şimdi olduğundan daha az gün mü vardı?" gibi sorular, bu konuda derinlemesine düşünmemizi sağlar.
Bu harika bir başlangıç sorusu! Şu anda, "takvim yılı" ile asıl Güneş yılı arasındaki uyum oldukça doğrudur. Gerçek Güneş yılı, yaz gündönümünden yaz gündönümüne, kış gündönümünden kış gündönümüne, bahar ekinoksundan bahar ekinoksuna ve güz ekinoksundan güz ekinoksuna kadar olan süredeki zaman miktarıdır. Bu süreler, Dünya'nın gökyüzündeki pozisyonuna göre Güneş'in pozisyonu ile aynıdır ve herhangi bir zamanda bir yıl öncesine göre aynıdır.
Ancak, Güneş yılını tam olarak hesaplayabilmek için sadece Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki dönüşünü değil, aynı zamanda tüm ekinoksları ve yörünge değişikliklerini de dikkate almak gerekir. Bu nedenle, takvim yılı ile gerçek Güneş yılı arasındaki uyumun doğruluğunu sürdürebilmek için sürekli olarak gözlem yapılması ve gerekli ayarlamaların yapılması gerekmektedir. Bu ayarlamalar, özellikle takvimin herhangi bir zaman diliminde gerçek zamanla uyumlu olmasını sağlamak için önemlidir.
Anladım, Güneş yılı kavramı biraz daha karmaşık bir yapıya sahip. Dünya'nın ekseni bir dönüş yaparken Güneş'e doğru olan yönünün tam olarak aynı noktaya gelmesi bir Güneş yılını tamamlamak için yeterli değil, çünkü bu süre tam olarak 365,2422 gün sürüyor. Bu, geleneksel olarak ifade edildiğinde 365 gün, 5 saat, 48 dakika ve 45 saniye demektir.
Güneş yılının tam olarak günlere bölünememesi nedeniyle, artık yıl sistemi devreye girer. Çoğu yılda 365 günü takvime eklerken, artık yıllarda 366. günü ekleriz: 29 Şubat.
Başlangıçta, Jülyen Takvimi'ni kullanarak zamanı ölçmeye başladığımızda, her dört yılda bir artık yıla bir gün ekleyerek yılın 365,25 gün olduğunu varsaydık. Ancak bu, gerçek Güneş yılından 45 dakika geride kalmamıza neden oldu.
16. yüzyıla geldiğimizde, takvimimiz gerçek zamanla bir hafta geride kalmıştı. Bu nedenle, 1582'de yayınlanan bir kararname ile takvimdeki 5 Ekim ile 14 Ekim arasındaki günler atlanarak, takvim yılı ile gerçek yılın tekrar hizalanması sağlandı.
 Örneğin, İngiltere'nin takvim değişikliğini gerçekleştirmede gecikmesi, Isaac Newton'un doğum tarihi ile ilgili kafa karışıklığına neden oldu. Şimdi, bugün kullandığımız takvime göre Newton Ocak ayında doğmuş kabul ediliyor. Benzer şekilde, Shakespeare ile Cervantes'in ölüm tarihleri de biraz kaymış; Shakespeare, Cervantes'in ölümünden sonraki 10 gün daha yaşamış.
Artık yıl kavramı da ilginç bir detay. Miladi takvime göre, artık yıl her dört yılda bir gelmez; ancak sonu "00" ile biten ancak 400'e bölünemeyen yıllar dışındaki her dört yılda bir gelir. Bu, ortalama bir yılın 365.2425 gün olduğu gerçeğinden kaynaklanır ve her yıl gerçek Güneş yılından yaklaşık olarak 27 saniye geride kalır.
Buna göre, miladi takvimin gerçek Güneş yılından bir gün geriye düşmesi için 3200 yıl beklememiz gerektiğini gösteriyor. Bu oldukça kesin bir zaman ölçümü! Eğer miladi takvimi 3200'e bölünebilen her yılı artık yıl olmaktan muaf tutacak şekilde değiştirseydik, takvimimizin tek bir gün sapması yaklaşık 700.000 yıl alırdı.
Örneğin, Dünya'nın ekseni etrafındaki tam bir 360 derecelik dönüşünün her zaman bugünkü kadar zaman alması doğru değil. Ayrıca, Güneş'in etrafında dönen Dünya'nın her zaman bugünkü kesin yörüngeyi takip etmesi de gerçekçi değil. Takvimimizi zamanla değiştirmek istiyorsak, gelecekte gerçekleşecek tüm değişiklikleri niceliksel olarak dikkate almalı ve bir araya getirmeliyiz. Ancak bu şekilde, Güneş yılımızın nasıl değişeceğini anlayabilir ve takvimimizi Dünya'da yaşadığımız yılla nasıl senkronize edebileceğimizi öğrenebiliriz.
Ayrıca, kütlenin diğerini çektiğine tanık olduğumuzda, sadece yerçekimi etkilerini değil, aynı zamanda gelgit kuvvetlerinin etkilerini de gözlemliyoruz. Gelgitlerin sebebi, herhangi bir nesnenin çekilen kütleye merkezden daha yakın ve öteki tarafına göre daha uzak olmasıdır. Bu nedenle, daha yakın kısımlar daha güçlü bir yerçekimi kuvvetine maruz kalırken, daha uzak kısımlar daha az bir yerçekimi kuvvetine maruz kalır.
Kütlenin farklı yönlerde yerçekimine maruz kalması, gezegenin gelgit kuvvetleri nedeniyle şişmesine ve yavaş dönmesine yol açar. Bu gelgit etkisi, dönen bir nesnenin üst, alt veya yan taraflarının çekilen kütleye maruz kalmasından kaynaklanır. Bu etkiyle, zamanla Dünya'nın açısal momentumu azalır ve Dünya daha yavaş dönmeye başlar.
Ancak açısal momentum korunur bir özelliktir; yani bir nesneden diğerine aktarılabilir. Dünya'nın dönüşü yavaşladıkça, bu açısal momentumun bir kısmı Dünya'dan uzaklaşan Ay'a aktarılır. Bu nedenle, Dünya'nın dönüşü yavaşladıkça Ay Dünya'dan uzaklaşır.
Gelgit kuvvetleri, Dünya'nın bir tam dönüşü tamamlamasının zamanını uzatır. Her yıl, Dünya bir tam dönüşü tamamlamak için bir önceki yıla kıyasla biraz daha fazla zaman harcar. Bu fazladan zamanın artmasıyla, yaklaşık her 18 ayda bir saatimize bir artık saniye eklememiz gerekir.
Bunun dışında, başka etkiler de vardır. Örneğin, Güneş'ten gelen radyasyon Dünya'yı hafifçe dışarı doğru iter ve Güneş rüzgarı Dünya'nın hızını yavaşlatır. Ayrıca, Güneş'in kütle kaybı, Dünya'nın Güneş'ten uzaklaşarak yavaş yavaş dönmesine yol açar.
Evet, bu çok önemli bir nokta! Dünya'nın dönüşündeki yavaşlama ve Güneş'in kütle kaybı gibi etkiler, zamanla bir yılın uzamasına neden olur. Bu etkiler arasında en belirgin olanı Güneş'in kütle kaybıdır çünkü Güneş'in nükleer füzyon ve güneş rüzgarı nedeniyle her yıl yaklaşık 177 trilyon ton kütle kaybı yaşar.
Bu kütle kaybı, Dünya'nın her yıl yaklaşık 1,5 cm (0,6 inç) dışarı doğru itilmesine neden olur. Güneş'in evrimi göz önüne alındığında, Dünya şu anda Güneş'e 50.000 km daha uzak ve biraz daha yavaş dönüyor.
Bu etkilerin sonucunda Dünya'nın hızı, en hızlı olduğu 30,29 km/s'den en yavaş olduğu 29,29 km/s'ye kadar değişir. Ancak bu fark çok küçük olduğundan genellikle göz ardı edilebilir.
Uzun zaman aralıklarında, Dünya'daki depremler, buzul erimesi ve çekirdek oluşumu gibi olaylar yaşanır, ancak bu olaylar genellikle çok küçük zaman aralıklarında gerçekleşir ve uzun vadeli değişikliklere katkıda bulunmazlar.
Gelecekte, Güneş yılı takvime göre değişirken Dünya'nın gelgit ivmesi tarafından belirlenecek. Bu nedenle, artık saniyeleri eklemek yerine, zamanla artık yılların sıklığını azaltmak veya hatta onları tamamen kaldırmak gerekebilir. Bu değişikliklerle birlikte, bir günün süresi de artacak ve sonunda Dünya, diğer gezegenleri geride bırakan en uzun günlerden birine sahip olacak.
Dünya'nın geçmişinde, günlerin daha kısa olduğu ancak daha fazla olduğu fikri sadece bir varsayım değil, aynı zamanda kanıtları da bulunmaktadır. Jeolojik olarak, okyanuslar kıyı boyunca gelgitlerle yükselir ve bu yükselme sürekli devam eder. Günlük hareketler, toprağa kalıcı etkiler bırakabilir ve "gelgit ritmitleri" adı verilen oluşumları meydana getirebilir. Bu gelgit ritmitlerinin bazıları, Touchet formasyonu gibi Dünya'nın tortul kayaçlarında korunmuştur ve geçmişteki dönüş periyodunu tahmin etmemizi sağlar.
Örneğin, 65 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir asteroid, günü bugünkünden 10-15 dakika daha kısa hale getirdi. Benzer şekilde, en eski oluşumlar 620 milyon yıl öncesine kadar uzanır ve o zamanlar bir gün 22 saatten biraz daha kısaydı. Bu kayıtlar, Dünya'nın günlerinin uzadığı ve bir yılın gün sayısının azaldığı bilgisini sağlar.
Dünya-Ay sisteminin başlangıcına gittiğimizde, Dünya'nın hızlı dönüşü ve Ay'ın daha yakın olması ilginç bir tablo ortaya çıkarır. 4,5 milyar yıl önce, Güneş Sistemi'nin oluştuğu zamanlarda Dünya, bir dönüşü sadece 6-8 saatte tamamlayabiliyordu ve Ay, bize çok daha yakındı. İlk 3,5 milyar yıl boyunca, güneş tutulmaları tamdı ve yıllık tutulmalar daha sonra ortaya çıktı. Dahası, 620 milyon yıl içinde tüm güneş tutulmaları halkasal hale gelecektir.
Bu hızlı dönüşle, her Dünya yılında 1000'den fazla gün olacaktı ve gün batımı ve doğumu sayısı üç ila dört kat artacaktı.
Ancak, Ay'ın oluşmasına neden olan çarpışmadan önce Dünya'nın bir gününün nasıl olduğuna dair kesin bilgilere sahip değiliz. Ne kadar bilgi edinirsek edinelim, doğa tarihimizin bazı yıkıcı olayları nedeniyle bazı bilgiler kalıcı olarak kaybolmuştur. Bu nedenle, Güneş Sistemi'nin geçmişini tam olarak anlamak için sadece eksik bilgilere dayanmamız gerekebilir.
Yanıtla
0
0

Bu içerik için bir tepkiniz var mı?

0
0
0
0
0
0
0
0
Dünya konusundaki bazı benzer içerikler
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
© 2019 - 2024 SoruDenizi v1.4.1
Giriş Yap

Üye Ol
En az 3 en çok 23 karakter, sadece harf ve rakam içerebilir. Boş bırakılamaz En az 6, en çok 36 karakter olmalıdır. Boş bırakılamaz

Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul ediyorum
Şifremi Unuttum
Şifre yenileme bağlantısı e-postanıza gönderilecektir.

Reklamlar Görüntülenemiyor 😞
Hoşgeldiniz, bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi görünüyor. Sorun değil. Kim kullanmaz ki?
Reklam engelleyici kullanma hakkınıza saygı duyuyoruz ancak reklam gelirleri olmadan bu siteyi harika tutmaya devam edemeyeceğimizi bilmenizi istiyoruz.
Anlıyorum; reklam engelleyicimi devre dışı bıraktım.
Soru Denizi, ziyaretçilerine daha iyi bir deneyim sağlamak amacıyla çerez (cookie) teknolojisini kullanmaktadır.
Detaylı Bilgi
Tamam