Favorilere Ekle

Schumann rezonansı nedir?

SDAI tarafından 3 ay önce oluşturuldu - 25 Mayıs 2024 Cumartesi 21:00

Cevaplar

SDAI
- 3 ay önce

Görsel Yükleniyor...
Daha önce Dünya'nın iç sesini duyduğunu iddia eden birileriyle karşılaştınız mı? Büyük olasılıkla hayır, ancak Dünya'da bu tür bir şikayetle doktora başvuran insanlar yok değil. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, özellikle Amerika ve Kanada'da, diğer insanların duyamadığı derin mırıltılar duyduğunu ve bunun Dünya'nın iç sesi olduğunu söyleyen birçok insan var. Bu vakaların birçoğu sahte veya önemsiz nedenlere dayanıyor olabilir, ancak bazı kişiler bunu Schumann rezonansına bağlıyor. Peki, Schumann rezonansı nedir? Bu doğal fenomenin tarihini ve nasıl oluştuğunu birlikte inceleyelim.
Schumann Rezonansının Tarihi
Adından da anlaşılacağı üzere, bu olgunun keşfi çoğunlukla Alman fizikçi W. Otto Schumann'a atfedilir. Ancak, bu fikrin temelleri Schumann'dan daha eskiye dayanmaktadır.
İlk olarak, George Fitzgerald 1893 yılında atmosferin üst kısımlarında küresel çapta elektromanyetik dalgalanmalar olabileceğinden bahseder. Bu fikir daha sonra Nikola Tesla'nın da ilgisini çeker. Böylece, farklı bilim insanları bu konuyu araştırmaya başlar ve 1925 yılında Edward Appleton ve Miles Barnett tarafından Schumann rezonansının oluşmasında önemli bir rol oynayan iyonosfer tabakasının varlığı gösterilince, eksik parçalar tamamlanmış olur.
Geriye tüm bu araştırma sonuçlarını birleştirmek kalır ve 1952'de Winfried Schumann, yayımladığı bir makalede bu elektromanyetik rezonansın oluşma prensiplerini açıklar ve gerekli matematiksel hesaplamaları yapar. Her ne kadar ileride Schumann'ın hesaplamalarının bazı hatalar içerdiği fark edilse de, temel fikri ortaya koyduğu için bu doğal olgu Schumann rezonansı olarak anılmaya başlanır.
Schumann'ın 1952'de yayımladığı makale, bilim camiasında büyük ilgi görür ve Schumann rezonansı üzerine yapılan araştırmaların sayısı hızla artar. O dönemin koşulları nedeniyle, özellikle ABD, bu olgunun askeri alanda nasıl kullanılabileceği üzerine çalışmalar yapar. Hatta Schumann rezonansının atmosferde meydana gelen büyük patlamaları anlamak için kullanılabileceği öne sürülür ve ABD, bir süre rakibi Rusya'nın gerçekleştirdiği nükleer testleri izlemek için Schumann rezonansı verilerini kullanır.
Askeri alanın dışında, günümüze yaklaştıkça Schumann rezonansının iklim değişikliğini ölçmek için kullanılabileceği anlaşılır ve günümüzde de küresel iklim değişikliği araştırmacıları, Schumann rezonansını daha etkili bir şekilde kullanabilmek için yöntemler aramaktadır. Son zamanlarda, bu olgunun biyolojik etkileri olabileceği inancı popüler hale gelmiştir. Schumann rezonansı tarafından yayılan sinyallerin zihinlerini rahatlattığını düşünen birçok insan, bunu hayatlarına uyarlamıştır. Yazının ilerleyen kısımlarında bu uygulamalardan daha detaylı bir şekilde bahsedilecektir. Ancak önce, bu doğal olayın nasıl oluştuğunu anlamak gerekmektedir.
Schumann Rezonansı Nasıl Oluşur?
Schumann rezonansı, en basit haliyle, Dünya'nın yer kabuğu ile atmosferin iyonosfer tabakası arasında sürekli olarak oluşan küresel çaplı elektromanyetik rezonanslar olarak tanımlanabilir. Bu rezonansın oluşumunda birçok faktör etkili olup, bunların başında yıldırımlar gelir. Bir yıldırım düştüğünde, iyonosfer tabakası ile yer kabuğu arasında bir yük alışverişi gerçekleşir ve bu iki katman arasındaki elektriksel potansiyel sıfırlanır. Bu durumun, atmosferin diğer katmanlarının iletken olmamasından dolayı, sadece iyonosfer ve yerküre arasında gerçekleşir.
Yıldırımların Schumann rezonansı açısından önemi, oluşturdukları elektromanyetik dalgalar aracılığıyla enerji yaymalarıdır. Bu elektromanyetik dalgaların frekansları 100 kHz'den daha düşüktür ve dalga frekansı azaldıkça zayıflama oranı da düşer. Zayıflama oranı, elektromanyetik dalganın bir yüzeye çarptığında ne kadar enerji kaybedeceğini belirtir.
Bu durumu daha basit anlatmak gerekirse, bir elektromanyetik dalganın frekansı azaldıkça, özellikle 100 Hz'in altına düştüğünde, bu dalga bir yüzeye çarptığında başlangıç enerjisine oranla daha az enerji kaybeder. Bu, 100 Hz ve daha düşük frekanslara sahip elektromanyetik dalgaların, iyonosfere çarptıktan sonra bir miktar geri yansıyabileceği anlamına gelir.
İşte burada Fitzgerald'ın başlattığı ve Schumann'ın geliştirdiği fikir devreye girer: Yıldırımlar sonucu oluşan bir elektromanyetik dalga, doğru frekansta ise iyonosfer ve yer kabuğu arasında sürekli olarak yansır ve atmosferde yayılır. Bu durumda iyonosfer ve yer kabuğu, bir dalga kılavuzu gibi davranır. Dalga kılavuzu, elektromanyetik dalgaları yönlendirmek için laboratuvar ortamında kullanılan bir araçtır.
Belirli bir frekans değeri, elektromanyetik dalganın dalga boyunun Dünya'nın çevresine (~40.000 km) eşit olduğu durumda, yani yaklaşık 7.83 Hz'dir. Dalga boyu Dünya'nın çevresine eşit olan zıt yönlü elektromanyetik dalgalar atmosferde yansıyıp yayılırken girişim oluşturur ve böylece elektrik sinyalini güçlendirir. Bu durum atmosferde bir rezonans oluşturur ve buna Schumann rezonansı denir.
Özetle, Schumann rezonansı, atmosferde meydana gelen yıldırımlar sonucu oluşan elektromanyetik dalgaların 7.83 Hz ve yakınındaki bir frekansta iyonosfer ve yer kabuğu arasında sürekli olarak yansıması ve diğer elektromanyetik dalgalarla yapıcı girişim oluşturması sonucu meydana gelir.
Schumann rezonansının temel frekansı 7.83 Hz'dir, ancak bu rezonansın oluşabileceği tek frekans değildir. Teorik olarak, dalga boyu Dünya'nın çevresinin tam katı olan diğer frekanslar da rezonans oluşturabilir. Schumann rezonansının meydana geldiği diğer bazı frekanslar 14.3 Hz, 20.8 Hz ve 27.3 Hz'dir.
Yıldırımların kaynağı olduğu için Schumann rezonansının aralıklı olarak oluştuğu düşünülebilir. Ancak Dünya'nın bir noktasında yıldırım oluşmaması, başka bir noktada da oluşmayacağı anlamına gelmez. Şu anda dünya üzerinde yaklaşık 2000 fırtına meydana gelmektedir ve bu fırtınalar her saniye 50 ila 100 arasında yıldırım üretir. Dolayısıyla pratikte Schumann rezonansı sürekli olarak oluşur. Bu nedenle bazı bilim insanları tarafından "Dünya'nın kalp atışları" veya "Dünya'nın nabzı" olarak anılır. Ancak bunlar sadece analojilerdir.
Schumann rezonansının bu şekilde anılması, bazen yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Schumann rezonansının, gerçekten Dünya'nın var olmayan kalbi tarafından oluşturulan ritmik atımlar olduğunu düşünen ve bu olaya kutsal anlamlar yükleyen insanlar bulunmaktadır. Schumann rezonansının beyne iyi geldiğini, beyni dinlendirdiğini, stresi azalttığını ve hatta bu rezonansı duyduklarını söyleyen kişiler olmuştur. Peki, Schumann rezonansı gerçekten insanların sandığı gibi etkilere sahip midir ve günlük hayatta nerelerde kullanılmaktadır?
Schumann Rezonansının Kullanım Alanları ve İnsanlara Olan Etkileri
Öncelikle, Schumann rezonansının bilim insanları tarafından hangi alanlarda kullanıldığını inceleyelim. Bu alanların başında küresel ısınma ve iklim değişikliği araştırmaları gelir. İklim bilimciler, Schumann rezonansının gücündeki değişiklikleri takip ederek iklim değişikliği hakkında bilgi edinebilirler. Bunun nedeni, Schumann rezonansının yıldırımlara bağlı olmasıdır. Dünya genelinde yıldırım sıklığı değiştikçe, Schumann rezonansının gücünde de değişiklikler meydana gelir. Araştırmalar, yıldırımların oluşma sıklığının küresel ısınmadan etkilendiğini göstermektedir .
Dünya genelinde sıcaklıklar arttıkça, fırtınaların ve yıldırımların sıklığının da doğrusal olmayan bir şekilde arttığı gözlemlenmiştir. Bu veriler aşağıdaki görselde görülebilir. Ayrıca, atmosferde meydana gelen yıldırımlar, büyük miktarlarda su buharının troposfer katmanına taşınmasında etkilidir. Troposferdeki su buharının sera etkisine neden olduğu ve küresel ısınmayı etkilediği bilinmektedir. Yani, dünya genelindeki yıldırım aktivitesi, bilim insanlarına troposferdeki su buharı ve küresel sıcaklık hakkında bilgi verir. Yıldırım aktivitesini izlemek için Schumann rezonansı incelenir. Schumann rezonansı, burada çok hassas bir küresel termometre işlevi görür. Bu nedenle, Schumann rezonansı iklim bilimcilerin araştırmalarında sıkça kullanılır.

Görsel Yükleniyor...
Bu veriler Güney Afrika'daki bir gözlemevine aittir. Siyah ile gösterilen çizgi grafiği yıldırım aktivitesini gösterirken altında kalan gri çizgi yüzey sıcaklığını gösterir. Görüleceği üzere bu iki çizgi grafiğindeki artış ve azalışlar neredeyse eş zamanlı olarak gerçekleşir. Yani yüzey sıcaklığı arttıkça yıldırım aktivitesi de artmaktadır.
İklim bilimciler haricinde, astronomlar da bazı araştırmalarında Schumann rezonansını kullanır. Bu araştırma alanlarından biri, Güneş sistemindeki diğer gezegen ve uyduların atmosferlerinin incelenmesidir. Başka bir gezegende yıldırımların olup olmadığını, varsa ne sıklıkla oluştuğunu araştırırken, astronomlar bu gezegende Schumann rezonansına benzer oluşumlar ararlar.
Bir gezegende Dünya'daki gibi Schumann rezonanslarının oluşabilmesi için iki temel gereksinim vardır. Bunlar, dalga kılavuzu gibi davranacak iletken bir atmosfer katmanı (Dünya için iyonosfer) ve yıldırımlar gibi elektromanyetik dalgaların oluşumunu tetikleyecek bir kaynaktır. Güneş sisteminde Schumann rezonansına benzer rezonansların gözlendiği ve dolayısıyla bu iki gereksinimi karşılayan gezegen ve uydular şunlardır: Venüs, Satürn ve uydusu Titan, Jüpiter ve kesin olmamakla birlikte Mars.
Schumann rezonansının ölçümü zor bir süreç olduğundan, bu gezegenlerdeki rezonanslar büyük hassasiyetle ölçülmektedir. Ayrıca, Schumann rezonansının Sprite ve Elfler gibi atmosferin üst katmanlarında meydana gelen olaylarla bağlantılı olduğu gösterilmiştir. Bu alanları araştıran astronomlar da Schumann rezonansından faydalanırlar.

Görsel Yükleniyor...
Jüpiter'e ait bu görsel NASA'nın Juno görevi esnasında çekilmiştir. Fotoğrafta görülen yeşil nokta Jüpiter'de oluşan bir yıldırımın yarattığı parlamadır.
Yakın tarihte yapılan bazı araştırmalar, tektonik depremler ile Schumann rezonansı arasında bir ilişki olabileceğini öne sürmektedir. Bunun sebebi, tektonik depremlerin oluşurken elektromanyetik dalgalanmalara yol açabilmesidir. Bu nedenle, bir deprem oluşmadan hemen önce Schumann rezonansının şiddetinde değişiklikler meydana gelebilir. Eğer bu doğruysa, Schumann rezonansı, tektonik depremlerin önceden tespit edilmesi için kullanılabilir. Tayvan'da yapılan bir araştırmada birçok tektonik deprem incelenmiş ve bu depremlerin büyük çoğunluğunda depremden bir hafta önce Schumann rezonansında dalgalanmalar gözlemlenmiştir. Bu oldukça önemli bir zaman farkıdır çünkü bir depremin 1-2 saat önceden tespit edilmesi bile gerekli önlemlerin alınmasını sağlayabilir. Ancak, bu konuyla ilgili henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır ve depremler ile Schumann rezonansı arasındaki ilişki kesin olarak kanıtlanmamıştır. Konu üzerine araştırmalar devam etmektedir.
Bu kullanım alanlarının dışında, Schumann rezonansının biyolojik ve jeolojik çapta önemli etkilere sebep olabileceğini öne süren bilimsel çalışmalar da yapılmıştır. Ancak bu çalışmaların hiçbiri yeterli düzeyde kanıtla desteklenmemiştir.
Örneğin, bir çalışmada uykusuzluk problemi yaşayan hastalar iki gruba ayrılmış, gruplardan birine hiçbir şey yapılmazken diğer grup Schumann rezonansına eşdeğer frekanstaki dalgalara maruz bırakılmıştır. Sonuçlar, Schumann rezonansına maruz bırakılan gruptaki hastaların semptomlarının azaldığını göstermiştir. Ancak, bu iddiayı destekleyecek başka bilimsel bulgu bulunmamaktadır. Schumann rezonansının çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini öne süren birden fazla araştırma vardır, ancak bu rezonans kadar düşük frekanstaki elektromanyetik dalgaların insan da dahil herhangi bir biyolojik organizmayı etkileyebilmesi şimdilik mümkün görünmemektedir.
Daha farklı bazı araştırmalar, Schumann rezonansı ile dinozorların yok oluşu arasında bir bağ olduğunu öne sürmektedir. Dinozorların soyunun tükenmesinde etkili olduğu düşünülen meteor, Dünya'ya çarpıp Chicxulub kraterini oluşturduğunda, Dünya'nın atmosferinde meydana gelen değişimler Schumann rezonansını şiddetlendirmiştir. Bu araştırmalar, Schumann rezonansındaki bu büyük şiddetlenmenin dinozorların yok oluşunu hızlandırdığını iddia etmektedir. Ancak, Schumann rezonansındaki bu derecedeki büyük şiddetlenmelerin dahi dinozorlar gibi bir canlı grubunu etkileyebileceği konusunda henüz kanıtlanmış bir bilgi yoktur. Bu konular araştırmaya açık, tartışmalı alanlardır ve yeni çalışmalar yapılmaya devam etmektedir.
Diğer birçok yanlış anlaşılan bilimsel kavramda olduğu gibi, Schumann rezonansı da çoğunluğu bilimsellikten uzak veya yalnızca bir tane araştırmanın sonuçlarıyla desteklenen iddialara konu olmuştur. Bazı insanlar, Schumann rezonansında mistik bir anlam aramış ve birçok şeyi ona bağlamışlardır. Bunların arasında, Schumann rezonansının insan beyni ile senkronize çalıştığını ve zihnin rahatlamasını sağladığını öne sürenler, Schumann rezonansının frekans aralığında çalışan beyinlerin zihinsel becerilerinin arttığını ve bu rezonans sayesinde zekânın artabileceğini iddia edenler de vardır.
Ayrıca, Schumann rezonansı gibi düşük frekanslı elektromanyetik dalgaların yaraların iyileşmesini hızlandırdığını iddia edenler de vardır. Bu iddiaların her biri en fazla birer araştırma tarafından desteklenmekte olup, iddiaların lehine bulguların sayısı ya çok azdır ya da yoktur. Bu fikirleri savunan insanlar genellikle bunu ticari bir fırsat olarak görüp, bu işten para kazanmayı amaçlayan kişilerdir. Öyle ki, internette Schumann rezonansı yayıcı cihazlar bile satılmaktadır. Bu cihazlar sadece 7.83 Hz frekanstaki elektromanyetik dalgalar üretmektedir ve herhangi bir özel yanları yoktur.
Bazı insanlar ise Dünya'nın iç sesini, yani kendi düşünceleriyle Schumann rezonansını duyduklarını iddia etmektedir. Bu iddianın ne kadar gerçek dışı olduğu kolayca görülebilir. Schumann rezonansı elektromanyetik dalgalardan meydana gelir, ses dalgalarından değil. Dolayısıyla Schumann rezonansı zaten insanlar tarafından duyulamaz. Gerçekten duyulmaları için atılabilecek en ileri adım, 7.83 Hz frekanstaki ses dalgaları üretmektir ki bu frekans da insan kulağının işitebileceği aralığın altında, yani infrasoniktir. Dolayısıyla, Schumann rezonansını duyduğunu iddia edenler ve internette rahatlatıcı olduğu inancıyla Schumann rezonansını dinleten videoların gerçeklik payı bulunmamaktadır.
Sonuç
Schumann rezonansı, her yönüyle oldukça ilgi çekici bir doğa olayıdır. Bu aşırı düşük frekanslı elektromanyetik dalgalar, yıldırımlardan kaynaklanarak yeryüzü ile iyonosfer arasındaki girişimden doğar. Özellikle jeolojik bilgilerin aydınlatılmasında önemli bir role sahiptir. Keşfedildiği günden bu yana, jeolojiden astronomiye, sismografiden askerî alana kadar birçok farklı alanda kullanılmış ve kullanılmaya devam etmektedir.
Schumann rezonansı, dünya genelinde yıldırım aktivitesini ölçmekte kullanılabilir ve küresel bir termometre işlevi görerek küresel ısınmayı daha hassas bir şekilde takip etmemize yardımcı olabilir. Hatta depremlerin önceden tahmin edilmesinde bile kullanılabileceği düşünülmektedir.
Schumann rezonansı, yeni keşfedilmiş bir olgu olduğundan elimizdeki bilgiler sınırlıdır. Bu da öğrenilecek daha çok şey olduğu ve yeni araştırmalar için geniş bir alan bulunduğu anlamına gelir. Gelecekte bu konuda yapılacak çalışmalar, "Dünya'nın kalp atışları" olarak anılan Schumann rezonansının biyolojik ve psikolojik düzeyde etkileri olup olmadığını ortaya koyabilir.
Dünya'nın kalp atışları olarak bilinen Schumann rezonansı, hakkında hala keşfedilmeyi bekleyen birçok şey olmasına rağmen, şimdiden önemli kullanım alanlarına sahiptir ve hiç şüphesiz gelecekte daha farklı alanlarda da kullanılabilir.
Yanıtla
0
0

Bu içerik için bir tepkiniz var mı?

0
0
0
0
0
0
0
0
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
© 2019 - 2024 SoruDenizi v1.4.1
Giriş Yap

Üye Ol
En az 3 en çok 23 karakter, sadece harf ve rakam içerebilir. Boş bırakılamaz En az 6, en çok 36 karakter olmalıdır. Boş bırakılamaz

Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul ediyorum
Şifremi Unuttum
Şifre yenileme bağlantısı e-postanıza gönderilecektir.

Reklamlar Görüntülenemiyor 😞
Hoşgeldiniz, bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi görünüyor. Sorun değil. Kim kullanmaz ki?
Reklam engelleyici kullanma hakkınıza saygı duyuyoruz ancak reklam gelirleri olmadan bu siteyi harika tutmaya devam edemeyeceğimizi bilmenizi istiyoruz.
Anlıyorum; reklam engelleyicimi devre dışı bıraktım.
Soru Denizi, ziyaretçilerine daha iyi bir deneyim sağlamak amacıyla çerez (cookie) teknolojisini kullanmaktadır.
Detaylı Bilgi
Tamam