Favorilere Ekle

Orhan Pamuk kimdir?

SDAI tarafından 3 ay önce oluşturuldu - 5 Ocak 2024 Cuma 22:18

Cevaplar

SDAI
- 3 ay önce

Görsel Yükleniyor...
İstanbul'da dünyaya gelen, tam adı Ferit Orhan Pamuk olan yazar, annesi Şeküre Hanım ve babası Gündüz Bey tarafından büyütüldü. Şevket Pamuk'un kardeşi ve iktisat tarihçisi olan Pamuk, bir üst sınıf, laik ve cumhuriyetçi aileye mensup olarak Nişantaşı'nda büyüdü. Babasının işi nedeniyle ilkokulu farklı yerlerde okudu ve lise eğitimine Şişli Terakki Lisesi'nde başladıktan sonra 1970'te Robert Kolej'de tamamladı. Üç yıl boyunca İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde öğrenim gördü, ardından İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'nden mezun oldu (1976). Yüksek lisansını aynı yerde 1977-1979 yılları arasında tamamladı.
1982'de Aylin Türegün ile evlendi ve bu evlilikten Rüya adında bir kızı oldu (1991). Orhan Pamuk, 2002'de bu evliliği sonlandırdı. Üç yıl boyunca New York'ta yaşadıktan sonra 1972'den itibaren edebiyata yönelerek yazmaya başladı. Kara Kitap (1990) romanının bir bölümünden yola çıkarak kaleme aldığı Gizli Yüz senaryosu, Ömer Kavur tarafından filme çekildi.
Orhan Pamuk, yazıları ve aldığı ödüllerle uluslararası alanda tanınan bir yazar haline geldi. Eserleri onlarca dile çevrildi ve romanları Yeni Türk Edebiyatı, Karşılaştırmalı Edebiyat, Çeviribilim ve Sosyoloji alanlarında birçok tez konusu oldu.

Görsel Yükleniyor...
Ödülleri:
1979 Milliyet Roman Yarışması Ödülü ("Karanlık ve Işık" Cevdet Bey ve Oğulları ile, birinciliği M Eroğlu ile paylaştı.)
1983 Orhan Kemal Roman Ödülü (Cevdet Bey ve Oğulları ile)
1984 Madarali Roman Ödülü (Sessiz Ev romanının Fransızca çevirisi ile)
1990 Independent Yabancı Roman Ödülü (Beyaz Kale ile, Birleşik Krallık)
1991 Prix de la Découverte Européene (Sessiz Ev'in Fransızca çevirisi nedeniyle, Fransa)
1991 Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Senaryo Ödülü (Gizli Yüz ile)
1995 Prix France Culture (Kara Kitap ile, Fransa)
2002 Prix du Meilleur Livre Etranger (Benim Adım Kırmızı ile, Fransa)
2002 Premio Grinzane Cavour (Benim Adım Kırmızı ile, İtalya)
2003 International Impac-Dublin Literary Award (Benim Adım Kırmızı ile, İrlanda)
2005 Prix Médicis Etranger (Kar ile, Fransa)
2005 Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü (Almanya)
2005 Ricarda-Huch Ödülü (Almanya)
2005 Le Prix Méditerranée étranger Ödülü (Kar ile, Fransa)
2006 Nobel Edebiyat Ödülü
2006 Washington University's Distinguished Humanist Award (ABD)
2006 Puterbaugh Ödülü (Amerika Birleşik Devletleri)
2008 Ovid Ödülü (Romanya)
2010 Norman Mailer Ödülü, Ömür Boyu Başarı (ABD)
2012 Sonning Ödülü (Danimarka)
2012 Legion D'honneur (Fransa)
2014 Mary Lynn Kotz (Hatıraların Masumiyeti ile ABD)
2014 Tabernakul Ödülü (FYR Makedonya)
2014 Avrupa Yılın Müzesi Ödülü (Estonya)
2014 Helena Vaz da Silva, Kültürel Miras Konusunda Halkın Bilgilendirilmesi İçin Avrupa Ödülü
2015 Aydın Doğan Vakfı Ödülü (Kafamda Bir Tuhaflık ile)
2015 Erdal Öz Edebiyat Ödülü (Kafamda Bir Tuhaflık ile)
2016 Yasnaya Polyana Edebiyat Ödülü (Kafamda Bir Tuhaflık ile "Yabancı Edebiyat” kategorisi, Rusya)
2016 Novi Sad'da Milovan Vidaković Ödülü (Sırbistan)
2017 Budapeşte Büyük Ödülü (Macaristan)
2017 Lampedusa Ödülü (İtalya)
2017 Edebi Alev Ödülü (Karadağ)
Türk edebiyatının Nobel Ödüllü yazarı Orhan Pamuk, özellikle romancılığıyla tanınmaktadır, ancak hatıra, deneme ve hikaye türlerinde de eserler vermiştir. Pamuk, yazı hayatına şiirle başlamış, ilk şiirleri 1970'lerde Yeditepe dergisinde yayımlanmıştır. Daha sonra hatıra, hikaye, deneme ve eleştiri türündeki yazıları çeşitli dergi ve gazetelerde yer almıştır, bunlar arasında Gösteri, Kadın, Milliyet Sanat, Yeni Düşün, Cumhuriyet Kitap gibi yayınlar bulunmaktadır.
Cevdet Bey ve Oğulları, Pamuk'un ilk romanı olup 1982'de yayımlanmıştır. Roman, üç bölümden oluşmakta ve Türk toplumunun bir asırlık modernleşme sürecini anlatmaktadır. Ayrıca, Pamuk'un yazılarında geleneksel romanın formal özelliklerini kullandığı belirtilmektedir.
Sessiz Ev, Pamuk'un ikinci romanıdır ve 1970'lerden sonraki şiddet olaylarının toplumsal ve bireysel kaynaklarını irdeler. Roman, üç mutsuz kardeşin bir haftayı geçirdiği bir kasabada geçmektedir. Farklı karakterlerin bakış açılarıyla yazılmış olan romanda bilinç akışı tekniği kullanılmıştır.

Görsel Yükleniyor...
Orhan Pamuk'un eserleri, uluslararası alanda büyük ilgi görmüş ve birçok dile çevrilmiştir. Romanlarının yanı sıra yazılarıyla da edebiyat dünyasında önemli bir yere sahiptir.
Orhan Pamuk'un Beyaz Kale (1985) romanı, yazarın romancılığında bir geçiş eseri olarak kabul edilir ve postkolonyalist romanın Türkiye'deki ilk örneği olarak değerlendirilir. Beyaz Kale'de düş ile gerçek iç içedir ve kültür, kimlik, Doğu-Batı ilişkisi gibi temalar işlenir. Jale Parla'ya göre, bu eser aynı zamanda yazarın ilk postmodern anlatısıdır.
Roman, 17. yüzyılda Venedikli bir köle ile Osmanlı bir âliminin ilişkisini merkeze alır. Doğu-Batı ve kimlik çatışmalarını ele alan eser, karakterlerin birbiriyle yer değiştirmesiyle kimliğin yanılsamalı boyutları üzerine kurulu bir kurgusal oyuna dönüşür. Beyaz Kale'de egemen kültürle bir başka kültürden gelen iki insanın ilişkisi, baskı, yalnızlık ve çevresel şiddet gibi temalar etrafında şekillenir. Roman, kültür-mutluluk ilişkisi üzerine de derinlemesine düşünce sunar.
Orhan Pamuk'un eserleri arasında organik bir bağ bulunduğunu ifade eden yazar, kitaplarının birbirinden türediğini ve önceki eserlerinden izler taşıdığını belirtmiştir. Bu durum, yazarın eserlerinin bir bütünlük içinde olduğunu ve birbirleriyle çağrışım yaptığını gösterir. Beyaz Kale'nin, Pamuk'un ilk üç romanı arasındaki bu organik bağı yansıtan bir eser olduğu belirtilir.
Kara Kitap (1990), Orhan Pamuk'un postmodern bir roman olarak kabul edilen eserlerinden biridir. Eleştirmenler ve akademisyenler tarafından geniş bir şekilde tartışılan bu roman, çok katmanlı ve döngüsel bir kurguya sahiptir. İki kısımdan oluşan roman, Galip'in eşi Rüya'yı ve kuzeni Celâl'i İstanbul'da arama çabalarını ve aynı zamanda Galip'in yazar olma yolculuğunu anlatan köşe yazılarından oluşur. Demir'e göre, bu yapı sayesinde okur, bir taraftan Galip'in hikayesini okurken, diğer yandan İstanbul'u anlatan romanın içinde dolaşır ve büyük bir labirente tanıklık eder.
Parodi, pastiş, eğretileme ve metinlerarasılık gibi postmodern tekniklerin belirgin bir şekilde kullanıldığı Kara Kitap, İstanbul'un karmaşıklığını, tarihini, bugünkü zenginliğini, kararsızlığını ve enerjisini yansıtan uzun ve baş döndürücü cümlelerle yazılmıştır. Yazarın kişisel bir İstanbul ansiklopedisi olarak tanımladığı bu roman, Nişantaşı, apartman hayatı, Alaaddin'in Dükkânı gibi yerlerin yanı sıra şehrin genelini ve hatta Doğu'nun hikaye geleneğini kapsar.

Görsel Yükleniyor...
Kara Kitap, Orhan Pamuk'un postmodern yöneliminin önemli bir temsilcisidir ve yazarın eserleri arasında organik bir bağ kurulmasına katkıda bulunur. Bu eser, İstanbul'un karmaşık yapısını ve yazarın özgün anlatım tarzını vurgulayarak, Pamuk'un edebi evriminde kilit bir rol oynar.
"Benim Adım Kırmızı" (1998), Orhan Pamuk'un postmodern bir roman olarak kabul edilen eserlerinden biridir. Doğu ile Batı'nın görme ve algılama biçimlerini resim sanatı aracılığıyla anlatan bu polisiye hikayede, Pamuk çeşitli karşıtlıkları karnaval havasında bir araya getirir. Roman, postmodern edebiyatın çoğulcu yapısını yansıtan karşıtlıkların bir karnevalı olarak nitelendirilebilir. Her bir karakter, metindeki ana sorunlarla ilgili olarak birbiriyle çelişen görüşlerini özgürce ifade eder, bu da romanı demokratik bir yapıya sahip kılar. Pamuk, çatışmaların kitabı ayakta tutan şey olduğunu ifade eder ve bu eserinde çeşitli görüşlere eşit ağırlık verir.
"Kar" (2002), Orhan Pamuk'un siyasi bir roman olarak değerlendirilen eserlerinden biridir. Sanat, siyaset, hayat arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını işleyen roman, bireyselliğin ideolojik ve kültürel varsayımlarla nasıl kurgulandığını ve siyasetin bireysel irade ve tutkuların çatışması olarak nasıl yaşandığını gösterir. Roman, 1990'lı yılların Kars'ında geçer ve toplumsal problemleri çözmek yerine, bu problemleri ortaya koyar. Pamuk, farklı çevrelerin sesine ve görüşüne eşit mesafede durarak, çeşitli ideolojik bakış açılarını objektif bir şekilde sunar.

Görsel Yükleniyor...
Orhan Pamuk'un eserleri, postmodernizmin ve yazarın kendi edebi evriminin önemli örnekleri olarak kabul edilir. Eserlerindeki karmaşıklık, çok katmanlı yapı ve çeşitli temalar, Pamuk'u çağdaş edebiyatın önde gelen figürlerinden biri haline getirir.
"Masumiyet Müzesi" (2008), Orhan Pamuk'un önemli eserlerinden biridir ve toplumun geçirdiği değişimleri panoramik bir bakış açısıyla göstermesi açısından dikkate değerdir. Roman, 1975 ile 1984 yılları arasında İstanbul'da geçen, varlıklı iş adamı Kemal ile uzak akrabası yoksul Füsun arasındaki aşk hikayesini anlatır. Pamuk, bu aşk hikayesini modern ve postmodern özelliklerle harmanlayarak, toplumsal normları ve değişimi ele alır. Masumiyet Müzesi, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde anlam yüklenmiş bir alegori olarak değerlendirilebilir.
"Kafamda Bir Tuhaflık" (2014) adlı eserinde ise göç, kültürel değişim ve ekonomik sıkıntılar gibi sosyal meselelere odaklanır. Roman, 20. yüzyılın ortalarından 21. yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan bir zaman diliminde, İstanbul'un sosyal, ekonomik, ideolojik ve kültürel değişimini ele alır. Pamuk, bu eserinde geleneksel bir olay örgüsüne sahip olmasına rağmen, yeni teknikleri deneyerek modern bir anlatı kullanır.
Her iki roman da Orhan Pamuk'un edebi evriminde önemli bir yer tutar. Masumiyet Müzesi, toplumsal değişimleri ve aşkın karmaşıklığını işleyerek, yazarın modern ve postmodern öğeleri başarıyla birleştirdiği bir eserdir. Kafamda Bir Tuhaflık ise İstanbul'un evrimini ve sosyal sorunları ele alarak, geleneksel bir olay örgüsü içinde modern teknikleri kullanmasıyla öne çıkar. Bu eserler, Orhan Pamuk'un Türk edebiyatındaki önemli ve etkili bir yazar olarak konumunu pekiştirir.
"Kırmızı Saçlı Kadın" (2016), Orhan Pamuk'un eserlerinden biridir ve Doğu ve Batı toplumlarında birey olma sürecini gelişimi üzerine odaklanır. Roman, derin psikolojik karakter tahlilleri ve iktidar mücadelesiyle dikkat çeker. Handan İnci'nin değerlendirmesi, romanın merkezinde baba-oğul ilişkilerini, Doğu ve Batı kültürlerinin etkileşimini ve 12 Eylül dönemine ait eleştirel unsurları ele aldığını vurgular. Ayrıca, İstanbul'un kentleşme sorunları, genç bir delikanlının ilk aşk deneyimi gibi önemli konulara da değinilmiştir. Kırmızı Saçlı Kadın, Orhan Pamuk'un anlatım biçimi ve diliyle öne çıkan, derinlikli bir konuyu işleyen bir roman olarak nitelendirilmiştir.
Orhan Pamuk'un genel olarak ele alınan temaları arasında din, kadın-erkek ilişkileri, kimlik arayışı, aydın sorunsalı, oryantalizm, batılılaşma, bürokrasi, kentleşme gibi toplumsal temalar bulunmaktadır. Ayrıca siyasal temalar arasında milliyetçilik, jakobenizm, liberalizm, militarizm, sosyalizm, kemalizm gibi kavramlar da işlenmiştir. Pamuk'un romanları bireysel temalardan olan yabancılaşma, yalnızlık, aldatma, evlilik, cinsellik, aşk, iletişimsizlik gibi konuları da işlemiştir.
Orhan Pamuk'un eserlerinin değerlendirilmesinde postmodernizmin tekniklerini kullanmış bir yazar olduğu görülmektedir. Kara Kitap, Yeni Hayat ve Kar gibi romanları postmodernizmin tekniklerini özümsemiş eserlerdir. Metinlerarasılık, çoğulculuk, oyunsuluk, üstkurmaca gibi postmodern teknikleri sıklıkla kullanmıştır. Demir'in sınıflandırmasına göre, eserleri farklı dönemlere ve tematik odaklara sahiptir. Bu sınıflandırmalar, Pamuk'un eserlerindeki çeşitliliği ve evrimi gösteren önemli ipuçları sunmaktadır.
"Öteki Renkler" (1999), Orhan Pamuk'un çeşitli yazılarından oluşan bir eserdir. Kitap, yazarın çocukluk anılarından, romanlarını nasıl yazdığına dair düşüncelerinden, gezi notlarından, eleştiri yazılarından, politik görüşlerinden ve kültür ile gündelik hayata dair heyecanlarından oluşur. Aynı zamanda kitap içerisinde bir hikâye de bulunmaktadır. "İstanbul" (2003) ise hem yazarın 22 yaşına kadar olan anılarını hem de İstanbul üzerine bir deneme niteliğindedir. Pamuk, ailesi, anne-babası ve ailesiyle olan ilişkilerini içeren bir hatıra kitabı sunarken, aynı zamanda İstanbul üzerine düşüncelerini aktarmaktadır. "Manzaradan Parçalar" (2010) adlı eserinde ise yazar günlük hayatını, duygularını, okuduklarını ve çocukluğundan itibaren yaşadıklarını içten bir dille anlatır.
"Babamın Bavulu" (2007), yazarın Nobel konuşması, Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği Barış Ödülü konuşması, Oklahoma Üniversitesi'nde Puterbaugh Ödülü konuşması ve Sonning Ödülü konuşmasını içerir. Bu eser, Orhan Pamuk'un dünyasına ve yazarlığına giriş niteliğindedir. "Hatıraların Masumiyeti" (2016), Pamuk'un İngiliz belgesel film yönetmeni Grant Gee ile birlikte hazırladığı aynı adlı filmin metinlerini, konuşmalarını ve filmden seçilmiş kareleri içermektedir.
Orhan Pamuk, çağdaş Türk edebiyatında dili, üslubu, ideolojik fikirleri, ödülleri ve işlediği konularla daima tartışma konusu olmuş bir yazardır. Romanları, edebi kişiliği, fikirleri ve kişiliği üzerine pek çok değerlendirme ve eleştiri yazısı yazılmıştır. Ancak, bu yazıların birçoğu objektiflikten uzak, polemik niteliğinde ve eleştiri sınırlarını zorlayan yorumlar içermektedir. Bu bağlamda, tarafsız bir değerlendirme yapmak için Pamuk'un eserlerine ve yazılarına odaklanarak objektif bir bakış açısı benimsemek önemlidir.
Yanıtla
0
0

Bu içerik için bir tepkiniz var mı?

0
0
0
0
0
0
0
0
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
© 2019 - 2024 SoruDenizi v1.4.1
Giriş Yap

Üye Ol
En az 3 en çok 23 karakter, sadece harf ve rakam içerebilir. Boş bırakılamaz En az 6, en çok 36 karakter olmalıdır. Boş bırakılamaz

Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul ediyorum
Şifremi Unuttum
Şifre yenileme bağlantısı e-postanıza gönderilecektir.

Reklamlar Görüntülenemiyor 😞
Hoşgeldiniz, bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi görünüyor. Sorun değil. Kim kullanmaz ki?
Reklam engelleyici kullanma hakkınıza saygı duyuyoruz ancak reklam gelirleri olmadan bu siteyi harika tutmaya devam edemeyeceğimizi bilmenizi istiyoruz.
Anlıyorum; reklam engelleyicimi devre dışı bıraktım.
Soru Denizi, ziyaretçilerine daha iyi bir deneyim sağlamak amacıyla çerez (cookie) teknolojisini kullanmaktadır.
Detaylı Bilgi
Tamam