Favorilere Ekle

Türkiye'nin yüksek enflasyonlu yılları hakkında önemli bilgiler nelerdir?

SDAI tarafından 6 ay önce oluşturuldu - 14 Ekim 2023 Cumartesi 20:33

Cevaplar

SDAI
- 6 ay önce - Son Düzenleme: 6 ay önce
Türkiye’de Kasım 2021’den bu yana son 25 yıldır kaydedilmeyen enflasyon oranları ölçülüyor. TÜİK verilerine göre fiyatlarda yıllık %80’i aşan artışlar, düzenli veriler toplayan ENAG’a göre ise %150’yi aşmış durumda. Türkiye’nin yaklaşık %40’ını oluşturan 2000 sonrası doğumlular için oldukça yeni bir olgu olan yüksek enflasyon, aslında Türkiye’de ekonominin uzun yıllardır değişmeyen niteleyenlerinden biri. Denebilir ki Türkiye’de yüksek enflasyonlu bir dönem yaşamayan kuşak, artık yok.
Bu halde yüksek fiyat artışlarının bir örüntü haline geldiği ekonomilerden biri olarak gösterilen Türkiye’nin yüksek enflasyon geçmişini ele aldık.
https://www.dogrulukpayi.com/zaman-tuneli/turkiye-nin-yuksek-enflasyon-gecmisi
1920 - 1946: Kuruluş, Büyük Buhran ve Yeniden Savaş
Birinci Dünya Savaşı’nın etkileri İstanbul’dan Anadolu’ya, imparatorluğun birçok bölgesinde derinden hissedildi. Savaş boyunca İstanbul’da fiyatlarda yıllık %200’lere varan artışlar ve asgari ihtiyaçlara erişimde ciddi sıkıntılar yaşandı. Kurtuluş mücadelesinin ardından savaş hafızalarda ve tecrübelerde tazeliğini korurken, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti para politikasında kısıtlı araçlarla, fiyat istikrarını sağlamaya çalıştı. Türk Lirası’nın değerini korumaya odaklanan ve bütçe denkliği ilkesinden sapmama gayretinde olan Atatürk dönemi para politikalarıyla, fiyat düzeylerinde savaş dönemine oranla gerileme sağlandı. Ekonomi tarihçisi Şevket Pamuk’un kendi hesaplamalarına göre 1920-28 arası fiyatlar, savaşta ulaşılan değerin %15 altında seyretti.
Eylül-Ekim 1929’da, New York borsası hisse fiyatlarında yaşanan büyük düşüş sebep olduklarıyla, kısa ve uzun vadede küresel ekonomiyi etkiledi. Büyük Buhran olarak anılan kriz ile 1932’ye dek dünyada üretim %15 oranında düştü. 1930’lar, Türkiye için Büyük Buhran’ın etkilerinin yanı sıra, ekonomik atılım yılları oldular. Devlet eliyle yerli üretim ve tüketimin teşvik edildiği, özel sektörün gelişimi için önemli girişimlerin gerçekleştirildiği bu yıllar, 1930’da ilk Devlet Bankası’nın (ileride Merkez Bankası) kurulması ve böylece para politikaları adına temel adımın atılmasıyla başladı.
Fiyat Düzeyi Endeksi / 1918 = 100
1918-1949
https://www.dogrulukpayi.com/zaman-tuneli/turkiye-nin-yuksek-enflasyon-gecmisi
II. Dünya Savaşı’nın başlangıç yılı olan 1939, Cumhuriyetin ilk arz-talep ilişkisiyle tetiklenen yüksek enflasyon oranının ölçüldüğü yıl oldu. Savaş boyunca talep ve üretimde yaşanan büyük düşüşe karşılık para arzında yaşanan büyüme ile tetiklenen enflasyon, Türkiye’de 1940-43 arasında en yüksek seviyesine ulaştı.
1950’ler, 60’lar: Açılım ve Değişim
II. Dünya Savaşı’nın ardından oluşan iki kutuplu politik atmosferde Türkiye Batı Bloğu’nun yanında yer aldı; rekabetçi çok partili sisteme geçiş, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve NATO üyelikleri peş peşe geldi. Gelecekte Türkiye’nin para politikalarını önemli ölçüde etkileyecek olan IMF üyeliğinin ilk sonuçları da bu sırada, 7 Eylül 1946’da alınan ilk devalüasyon kararıyla gözlemlendi. Bu karar ile enflasyonda bir gerileme yaşanırken takip eden seçimlerde iktidar değişti, Türkiye’de yeni hükümeti Demokrat Parti kurdu.
1950’lerin ilk yılları düşük enflasyon oranlarıyla geçse de, Demokrat Parti’nin serbest piyasa ekonomisine geçiş hedefi; kısa vadeli ticari borçların faizlerinin ödenememesi ve yeni borçların alınamaması üzerine, yerini günlük piyasa müdahalelerine bıraktı. Merkez Bankası’nın kısa vadeli döviz borçları giderek yükseldi, kredili ithalat uygulamaları sonunda Türkiye dış ticareti de büyük açıklar vermeye ve borçlarını ödeyememeye başladı. 1957’den sonra hızla artan fiyatlar ile tekrar başlayan yüksek enflasyon sonucu, 1958’de IMF ile yeni bir anlaşma yapıldı ve ikinci devalüasyon kararı alındı. 1960’lar, görece daha planlı ekonomi politikaları ile, fiyat istikrarı açısından gelecek yıllara kıyasla sakin bir dönem olarak geçti.
1970’ler: Bitmeyen Siyasi ve Ekonomik Krizler
Demokrat Parti’nin hedefleyip gerçekleştiremediği serbest piyasa ekonomisi fikri, 1970’ler kapanana dek yerini içe dönük ekonomi ve ithal ikameci sanayileşme girişimlerine bıraktı. 1957’nin yüksek enflasyon oranlarından sonra, sıradaki kriz 1973-74 arasında yaşanan petrol fiyatlarında yaşanan şok değişimlerin tetiklemesiyle gerçekleşti. Türkiye, bu tarihten itibaren ekonomik durgunluğa ve giderek artan fiyatlar ile yeniden yüksek enflasyon oranları altında yaşadığı bir sürece girdi. 1978-79’da, hem fiyat istikrarı konusunda, hem sosyal ve siyasi ölçeklerde büyük krizler yaşandı, enflasyon üç haneli rakamlara tırmandı. Bu dönem ekonomide ‘yapısal bir kriz’ yaşandığı yönünde genel kabulün ardından, 1980’den itibaren kurumları ve para politikalarıyla Türkiye, ‘geniş yapısal reformlar’a girişti.
1980’ler: 24 Ocak Kararlarının Etkisinde
1980 öncesi Türkiye’de enflasyon %100’ü aşmak ve tarihi bir rekor kırmak üzereyken, bir ödemeler dengesi krizi de yaşanıyordu. Bu ortamda Türkiye’nin içe dönük kalkınma stratejisi, 24 Ocak 1980’de alınan ekonomik kararlar ile terk edildi. 1980 İstikrar ve Liberalizasyon Programı ile kademeli olarak serbest piyasaya dayalı reformlar uygulanmaya başladı. Ardından, Eylül 1980’de Türkiye’de askeri dikta, yeni hükümeti kurdu. Sıkı yönetim ile birlikte Mayıs 1980’de yıllık fiyat artışları %140’tan %33’e düşmüş olarak ölçüldü. 1980’den 1983’e dek ekonomide yükselme eğilimine giren büyüme oranları, bu tarihten itibaren dengesini yitirdi, enflasyon da yeniden artışa geçti. 1980’ler boyu fiyatlar ortalama olarak her yıl %46 artışa uğradı.
1990’lar, “Enflasyon Canavarı”
1987’de kaldırılan siyasi parti yasaklarının ardından 1990’lar, Türkiye ekonomisine siyasi istikrarsızlıkların ve dış ekonomik tetikleyicilerin damga vurduğu yıllar oldular. Bu dönemde bütçe açıkları ve iç borçlanma faiz oranları rekor artışlar kaydetti. Kamu sektöründe de ciddi borçlanmaların kaydedildiği bu yıllarda enflasyon da tetikleyiciler eşliğinde sürekli olarak artmaya başladı.
1990’dan ‘99’a yaşanan fiyat artışı, yıllık ortalama %80’e denk ve 1994, fiyat düzeylerinde %130’u aşan yıllık yükselişle, Türkiye Cumhuriyeti’nde en yüksek enflasyonun ölçüldüğü yıl. Türkiye’nin yıllardır karşı karşıya olduğu enflasyon olgusu, bu yıllarda önlenemeyen artışıyla bir ‘canavar’ olarak anılmaya başladı. 1994’te yaşanan krizin ardından 1995, ‘98 ve 2000’de, enflasyonu düşürme hedefini taşıyan ekonomik önlem ve istikrar paketleri peş peşe uygulamaya girse de, 2004’e kadar yıllık enflasyon oranı %25’in altına inmedi.
2000’ler: Kriz ve Enflasyon Döngüsü
2000’ler, başarısız ekonomik istikrar paketlerinin ardından, bankacılık sektöründe yaşanan sorunların 2001 ekonomik krizini tetiklemesiyle başladı. Türkiye’de kronikleşen ve ekonomik krizler ile derinleşen yüksek enflasyon sorununun çözümü, IMF ile yeni bir anlaşmada arandı. Dünya Bankası Eski Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, Ekonomiden Sorumlu Bakan olarak görevlendirildi. Derviş önderliğinde yeni ekonomi programının ana hedeflerinden biri, ‘90’larda ödeme dengesizlikleri derinleşen kamuda mali disiplinin sağlanmasıydı. Yeni ekonomi politikaları ile Türk Lirası nihayet dalgalı kur rejimine geçti, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını sağlayan ve bu bağımsızlığı koruyacak yeni bir yasa yürürlüğe alındı ve Merkez Bankası’ndan Devlet Hazinesi’ne tahsis edilen hazine avansı tamamen kaldırıldı.
Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesini sona erdirmek, kamu sektörü ürünlerinin fiyatlarını artırmak, faiz oranlarındaki kısıtlamaları kaldırmak hedeflerini taşıyan yeni programın başlamasının ardından Kasım 2002 genel seçimlerinde tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşan Ak Parti, programı sürdürdü. Yeni ekonomi politikalarının etkileri de bir yıl gibi kısa bir sürede hissedilmeye başladı. Avrupa Birliği üyelik sürecini başlatan Türkiye’ye bu süreçte sermaye girişleri hızla arttı. Büyüyen iç talebin de etkisiyle, ekonomide hızlı büyüme oranları kaydedildi. Enflasyon da, 2004’te uzun bir aradan sonra ilk kez %10’un altında ölçüldü.
2010’lar: Enflasyon, Yeniden.
Fiyat istikrarının sürdürülmesi adına önemli bir eşik olduğu dile getirilen %5’in altına 2000’ler boyunca da inemeyen enflasyon oranları; 2017’de yeniden çift haneler ile ölçülmeye başladı. Türk Lirası’nın değerini gitgide hızlanan bir şekilde yitirmesi, Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş süreci, ülkeye yapılan doğrudan yatırım miktarlarında ve Türkiye’nin kredi notlarında gerçekleşen düşüşün ilerleyişi de 2017’den itibaren birlikte takip edilebilir durumda. Son yıllarda gittikçe kuvvetlenen, para politikaları üretme ve yürütme görevine sahip Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sorgulandığı tartışmalar da enflasyonun serüvenini anlayabilmek için önemli bir konu başlığı.
2021’de, ‘Yeni Ekonomi Politikaları’nın tanıtılmaya ve uygulanmaya başladığı süreçten bu yana, enflasyon hızla artmaya ve cari açık rekor seviyelere ulaşmaya devam ediyor. Dünya genelinde de ithal gıda ve enerji fiyatlarında artışla tetiklenen enflasyon ile Türkiye’de bu ‘Yeni Ekonomi Politikaları’nın eşliğinde, dünyadaki eğilimin aksine enflasyon ile faiz indirimi ile mücadele edilmeye çalışılıyor ve kur korumalı mevduat gibi bir dizi önleme başvuruluyor. Güncel enflasyon oranı, Ekim 2022 itibarıyla Türkiye’de %85,51’e ulaşmış durumda.
Seçili Avrupa Ülkelerinde Enflasyon
2022
https://www.dogrulukpayi.com/zaman-tuneli/turkiye-nin-yuksek-enflasyon-gecmisi
Yanıtla
0
0

Bu içerik için bir tepkiniz var mı?

0
0
0
0
0
0
0
0
Ekonomi konusundaki bazı benzer içerikler
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
© 2019 - 2024 SoruDenizi v1.4.1
Giriş Yap

Üye Ol
En az 3 en çok 23 karakter, sadece harf ve rakam içerebilir. Boş bırakılamaz En az 6, en çok 36 karakter olmalıdır. Boş bırakılamaz

Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul ediyorum
Şifremi Unuttum
Şifre yenileme bağlantısı e-postanıza gönderilecektir.

Reklamlar Görüntülenemiyor 😞
Hoşgeldiniz, bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi görünüyor. Sorun değil. Kim kullanmaz ki?
Reklam engelleyici kullanma hakkınıza saygı duyuyoruz ancak reklam gelirleri olmadan bu siteyi harika tutmaya devam edemeyeceğimizi bilmenizi istiyoruz.
Anlıyorum; reklam engelleyicimi devre dışı bıraktım.
Soru Denizi, ziyaretçilerine daha iyi bir deneyim sağlamak amacıyla çerez (cookie) teknolojisini kullanmaktadır.
Detaylı Bilgi
Tamam