Favorilere Ekle

Mikro iğne nedir?

SDAI tarafından 4 ay önce oluşturuldu - 27 Aralık 2023 Çarşamba 23:38

Cevaplar

SDAI
- 4 ay önce

Görsel Yükleniyor...
Biyoteknoloji ve nanoteknolojinin gelişmesi ile birlikte, bu teknolojilerin biyomedikal alanda uygulanmaya başlanması önemli ilerlemelere yol açmıştır. Bu gelişmeler, hızlı tanı koyma, etkili tedavi ve düşük maliyetli sağlık hizmetleri gibi avantajlar sunmaktadır. Bu bağlamda, mikro iğne teknolojisi de biyomedikal uygulamalarda önemli bir yer edinmiştir.
Mikro iğneler, mikro ölçekteki iğnelerdir ve deri gibi biyolojik engelleri invazif bir şekilde geçebilme yeteneğine sahiptir. Mikro iğnelerin deriye uygulanması sırasında, iğneler kan damarlarına veya sinirlere ulaşmadığı için ağrı veya kanama gibi olumsuz etkiler minimal düzeydedir. Ayrıca, mikro iğne teknolojisi, iğne yaralanmalarını önlemesi ve hastanın kendi kendine uygulama imkanı sunması nedeniyle pratik ve güvenli bir yöntem olarak değerlendirilmektedir.
Mikro iğneler aynı zamanda, hedef aldıkları deri bölgelerinde bağışıklık sistemi hücreleri açısından zengin olduğundan, düşük dozda ilaç kullanarak bağışıklık hücrelerini uyararak ilaç tüketiminde tasarruf sağlamaktadır. Bu sayede vücuda gereksiz kimyasal maddelerin alınması önlenmiş olur.
Mikro İğnelerin Tarihçesi
Mikro iğneleme prosedürünün ilk kaydedilen kullanımı, 1905 yılında Alman dermatolog Ernst Kromayer tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu uygulamada, yara izlerini, doğum lekelerini ve hiperpigmentasyonu tedavi etmek amacıyla motorla çalışan esnek bir kordon ekipmanıyla desteklenen çeşitli boyutlarda diş frezleri (küçük cerrahi matkaplar) kullanılmıştır.

Görsel Yükleniyor...
Kullanılan ilk mikroiğne örneği.
Mikro iğneleme tekniğinin günümüzdeki bilinen şekli ise ilk kez 1995 yılında Philadelphia'da Dr. Desmond Fernandes tarafından ortaya çıkarılmıştır. Dr. Fernandes, bu yöntemi hipodermik iğnelerle kırışıklıkları ve yara izlerini tedavi etmek için kullanmıştır. Aynı dönemde, Dr. Fernandes, kolajen üretimini teşvik etmek amacıyla küçük bir iğne damgası da geliştirmiştir. Yapılan daha fazla araştırma, mikro iğnelemenin yara izlerinin yanı sıra diğer cilt rahatsızlıklarının tedavisinde de etkili olduğunu ortaya koymuştur. Mikro iğneleme prosedürü, vücudun doğal iyileşme süreçlerinden faydalanarak kolajen ve elastin üretimini tetikleyerek kırışıklıkları hafifletmeye, cildi pürüzsüzleştirmeye ve pigmentasyon ile kahverengi lekeleri tedavi etmeye yardımcı olmaktadır.
Mikroiğnelerin Kullanım Alanları
Mikro iğnelerin günümüzde kullanıldığı alanlar birkaç başlık altında gruplandırılabilir. Bu kategoriler, aşağıda detaylı bir şekilde incelenmiştir.
İlaç Salım Sistemi
Hipodermik iğnelerle ilaçların deri altına enjekte edilmesi, birçok avantajı nedeniyle oldukça önemlidir. Bu avantajlardan biri, ilacın emiliminin zayıf olması veya gastrointestinal sistemde veya karaciğerde enzimatik bozunma nedeniyle oral uygulamanın mümkün olmaması gibi engelleri aşabilmesidir. Transdermal nüfuz sırasında, ilacın deride birikmesi ve kan damarlarına salınmadan önce bir süre kalması, ilacın sürekli olarak dağıtılması için doğal bir mekanizma sağlar.
Mikro iğneler, mikromoleküllerden makromoleküllere kadar çeşitli ilaçların, özellikle protein ilaçlarının taşınmasında kullanılan uygulamalarda önemli bir rol oynar. Bu nedenle, biyoteknoloji şirketleri, mikro iğne yüklü protein ilaçlarının araştırma ve geliştirilmesine daha fazla önem vermektedir. Ancak, biyoterapötiklerin etkili kullanımı bazı engellerle karşılaşabilir, bu da ilacın deri yoluyla etkili bir şekilde alımını zorlaştırabilir.
Mikro iğne teknolojisinde, ilaçları stratum corneum katmanının altındaki katmanlara minimum invazif bir şekilde iletmek için mikroskobik iğneler kullanılır. Bu iğnelerin uzunlukları farklılık gösterebilir, bazıları sadece birkaç mikrometre uzunluğundayken, diğerleri 2000 μm'ye kadar çıkabilir.

Görsel Yükleniyor...
Mikroiğne teknolojisi ile iğne korkusu olan bireylerin tedavisi kolaylaşabilir.
Günümüzde mikro iğneler, yüksek dağıtım verimliliğine sahip önemli bir ilaç dağıtım sistemi olarak kabul edilmektedir. İlaç dağıtım özelliklerine göre mikro iğneler genellikle beş kategoriye ayrılır: katı mikro iğneler, içi boş mikro iğneler, kaplamalı mikro iğneler, çözünen mikro iğneler ve gözenekli mikro iğneler.
Mikro iğne araştırma ve üretim teknolojisindeki ilerlemeler, gelecekte klinik açıdan önemli ilaçların sunulmasına katkı sağlayacaktır.
Kozmetik Alanda Mikro İğne Kullanımı
Mikro iğneleme yöntemi, başlangıçta kolajen tedavisi amacıyla kullanılmıştır. Bu yöntemde, mikro iğneler kullanılarak cilt üzerinde küçük delikler açılır. Bu sayede cilt kontrollü ve hassas bir şekilde yaralanır ve bu durum cildin kontrollü bir şekilde iyileşmesine olanak tanır. Aynı zamanda, bu süreç cildin gençleşmesini, hücre yenilenmesini ve artan kolajen üretimini teşvik ederek çeşitli cilt sorunlarının tedavisine yardımcı olur.
Mikro iğneli rollerlar, cildin geniş alanlarını kozmetik amaçlarla tedavi etmek ve ilaç dağıtımı için cilt geçirgenliğini arttırmak amacıyla kullanılmaktadır. Dermatolojide mikro iğne kullanımının öncüsü, cilt iğneleme teknolojisi olmuştur. 1995 yılında Orentreich, yara izlerini iyileştirmek için dermal iğnelemeyi tanımlamıştır. Ancak, kanama ve morarma gibi sorunlar nedeniyle bu teknik geniş alanlarda kullanılamamıştır.
Camirand ve Doucet, Orentreich'in çalışmasını temel alarak 1997'de yara izlerini "iğneyle aşındırmak" için bir dövme tabancası kullanmışlardır. Ancak bu teknik, epidermiste oluşturulan deliklerin çok sığ ve birbirine yakın olması nedeniyle yavaş kabul edilmiştir. Fernandes, bu prensiplere dayalı olarak çalışarak mikro iğneleme adını verdiği yeni bir teknoloji geliştirmiştir. Bu teknik, cildi delen minik iğnelerin kontrollü yaralanmalar yaratması yoluyla, yara izini dermis tabanına bağlayan kolajen iplikçiklerini kırarak doğal bir iyileşme sürecini başlatır.
Mikro iğne tedavisi, sivilce izleri, ameliyat izleri, ince çizgiler, kırışıklıklar, çatlaklar ve selülit gibi cilt özelliklerini gidermekle kalmaz, aynı zamanda cilt dokusunu, sıkılığını ve nem düzeyini düzenler. Akne tedavilerinde mikro iğneleme, fraksiyonel radyofrekansın (MFR) kullanımıyla, cilde zarar vermeden akne izlerini tedavi etmede etkili olduğu bulunmuştur.

Görsel Yükleniyor...
Kozmetik alanda mikroiğneli roller kullanımı.
Mikro iğneler, cildin stratum korneum bariyer tabakası boyunca mikron ölçekli yollar oluşturarak cilt geçirgenliğini artırarak küçük moleküllü ilaçların, proteinlerin ve aşıların cilde girişine izin verme amacıyla sıkça tercih edilmektedir.
Dermatolojide Kullanılan Mikro İğneleme Yöntemleri
Radyofrekans Mikro İğneleme Yöntemi: Bu yöntem, ısı kullanarak çalışan bir tedavi şeklidir. Uygulama sırasında, mikro iğnelerin deriye nüfuz etmesiyle birlikte ısı transferi gerçekleşir. Radyofrekans mikro iğneleme, tüm cilt tonları için güvenli bir seçenektir. Bazı araştırmalar, bu tedavinin lazerle benzer sonuçları verebileceğini, ancak daha az aksama süresi ve olası yan etkilerle karakterize olduğunu göstermektedir.
Trombosit Açısından Zengin Plazma (PRP) ile Mikro İğneleme: Bu yöntemde hastanın kendi kanı kullanılır ve kan bileşenleri santrifüj ile ayrılır. İşlem sırasında dermatolog, mikro iğneleme cihazını kullanarak cilde küçük delikler açar. Kan işlendikten sonra, dermatolog trombosit açısından zengin plazmayı mikro iğneleme yapılmış cilde uygular. Bu yöntemin özellikle sivilce lekeleri üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir.
Her iki yöntem de cilt yenileme ve kollajen üretimini arttırma amaçlı kullanılan güzellik tedavileridir. Radyofrekans mikro iğneleme, cildin sıkılaşmasına ve gençleşmesine yardımcı olurken, PRP ile mikro iğneleme ise cildin daha genç ve canlı bir görünüm kazanmasına katkıda bulunabilir.
Mikro İğneleme Yönteminin Yararları
Mikro iğneleme, aşağıdaki durumların tedavisine yardımcı olabilir:
  • Akne
  • Saç dökülmesi (Alopesi)
  • Ciltte koyu lekeler veya lekeler (Hiperpigmentasyon)
  • Büyük gözenekler
  • Azalan cilt elastikiyeti
  • Yara izleri
  • Deri çatlağı
  • Güneş hasarı
  • İnce çizgiler ve kırışıklıklar
Bu tedavi yöntemi, geniş bir cilt sorunları yelpazesine yönelik çözümler sunabilir ve cildin gençleşmesi, iyileşmesi ve daha sağlıklı bir görünüm kazanması için kullanılabilir.
Mikro İğneleme Yönteminin İyileşme Süreci ve Riskler
Mikro iğneleme, aşağıdaki gibi sorunlara neden olabilir:
  • İyileşme süresi gereksinimi
  • Kızarıklık
  • Acı
  • Deride soyulmalar
  • Enfeksiyon riski
Bu yan etkiler, mikro iğneleme tedavisinin uygulandığı bireylerde gözlemlenebilecek potansiyel reaksiyonlardır. Ancak, bu etkiler kişiden kişiye değişebilir ve genellikle tedavi sonrasında kısa bir süre içinde azalır.
Sonuç olarak, yeni geliştirilen teknolojiler, günlük hayat ve biyomedikal alanda çeşitli avantajlar sunmaktadır. Mikro iğneleme teknolojisi, hızlı, kolay ve ekonomik tedavi yaklaşımlarının yanı sıra kozmetik alanında da çeşitli imkanlar sağlamaktadır. Ancak, bu tedavinin potansiyel yan etkileri göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde uygulanması önemlidir.
Yanıtla
0
0

Bu içerik için bir tepkiniz var mı?

0
0
0
0
0
0
0
0
Sağlık konusundaki bazı benzer içerikler
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
© 2019 - 2024 SoruDenizi v1.4.1
Giriş Yap

Üye Ol
En az 3 en çok 23 karakter, sadece harf ve rakam içerebilir. Boş bırakılamaz En az 6, en çok 36 karakter olmalıdır. Boş bırakılamaz

Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul ediyorum
Şifremi Unuttum
Şifre yenileme bağlantısı e-postanıza gönderilecektir.

Reklamlar Görüntülenemiyor 😞
Hoşgeldiniz, bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi görünüyor. Sorun değil. Kim kullanmaz ki?
Reklam engelleyici kullanma hakkınıza saygı duyuyoruz ancak reklam gelirleri olmadan bu siteyi harika tutmaya devam edemeyeceğimizi bilmenizi istiyoruz.
Anlıyorum; reklam engelleyicimi devre dışı bıraktım.
Soru Denizi, ziyaretçilerine daha iyi bir deneyim sağlamak amacıyla çerez (cookie) teknolojisini kullanmaktadır.
Detaylı Bilgi
Tamam