Ters Yüz 2 incelemesi ve hakkındaki her şey nedir?

Pixar’ın 2015 yapımı "Ters Yüz" filmi, izleyicileri 11 yaşındaki Riley ve onun kafasında yaşayan beş temel duygu ile tanıştırdı: Neşe, Üzüntü, Korku, Tiksinti ve Öfke. Bu duygular, sırayla kontrol panelini kullanarak Riley’nin davranışlarını yönlendirirler. Riley’nin ailesi, onun mutlu bir çocuk olmasını sağlamak için büyük çaba sarf ederken, hayatlarında beklenmedik bir değişiklik olur; Riley başka bir şehre taşınmak zorunda kalır. Bu değişim, Riley’nin yaşamında büyük bir sarsıntıya yol açar ve bu durum, duyguların zihninde yaşadığı maceralarla somutlaştırılır. Ters Yüz, bu karmaşık psikolojik süreçleri eğlenceli ve zeki bir şekilde ele alarak Pixar’ın en başarılı filmlerinden biri olmuştur. Bu nedenle bir devam filmi kaçınılmaz hale gelmiştir.Ters Yüz 2’nin sinyali aslında ilk filmin sonunda kontrol paneline eklenen ergenlik alarmıyla verilmişti. İlk film, "bundan sonra ne olabilir ki?” sorusuyla biterken, ergenliği atlatmış tüm seyirciler asıl maceranın bundan sonra başlayacağını biliyordu. Ters Yüz 2’de Riley artık 13 yaşındadır ve Neşe’nin liderliğindeki temel duygularıyla hayatına devam eden mutlu bir çocuktur. Neşe’nin özenle seçtiği anı kürecikleri, her gece İnanç Merkezi’ne götürülür ve burada kök salan inançlarla Riley’nin Benlik Algısı oluşur. Riley, iyi ve nazik bir arkadaş, başarılı bir öğrenci ve sporcudur. Orta okul mezuniyetinin hemen öncesinde, en yakın iki arkadaşıyla birlikte lise takımının koçu tarafından özel bir kampa davet edilir. Her şey gerçekten de yolunda gidiyor gibi görünür, ta ki bir gece yarısında duyguların kontrol merkezinde ergenlik alarmı çalana kadar! Ergenlik dönemi; Riley’nin duyguları için özenle kurdukları dünyayı sarsan bir felaket, Riley’nin kendisi için anlam veremediği değişikliklerin bir silsilesi, annesi içinse bir gün mutlaka geleceğini bildiği o kaçınılmaz dönemin başlangıcıdır. Ergenliğin hormonal iniş çıkışlarına göre yeniden ayarlanan kontrol panelinde, Öfke veya Tiksinti’nin en ufak dokunuşları bile büyük tepkilere neden olabilirken, yepyeni duygular da sahneye çıkar: Sürekli hareket halinde olan Kaygı, özendiği kişilere büyük bir hayranlıkla bakan Gıpta, sürekli saklanmaya çalışan Utanç ve yattığı kanepeden nadiren kalkarak göz deviren Bıkkınlık.Film, Riley’nin hokey kampında geçirdiği üç günü konu alıyor. Bu kısıtlı zaman ve mekan, ergenliğin ilk döneminde beliren yeni duygulara uygun bir zemin hazırlarken, karşılaşılabilecek sorunları da sınırlandırıyor. Daha önce "Riley'nin İlk Buluşması" (2015) adlı kısa filmde, Riley'nin potansiyel ilk erkek arkadaşıyla tanıştığını görmüştük, ancak bu film ilk aşk konularını makul bir şekilde dışarıda bırakıyor ve odağını daraltıyor. Belki de bu, gelecekteki bir filmin konusu olabilir.Kamp yolunda Riley, en yakın iki arkadaşının gelecek yıl başka bir liseye gideceğini öğrendiğinde, birkaç damla gözyaşı döker ve kendini bu yeni ve yabancı ortamda bulur. Bu ortamda, yeni duygularının kontrolü altına girer. Gıpta ve Kaygı, Riley’nin hayran olduğu takım kaptanının dikkatini çekmeye çalışırken, Neşe’nin bu ortamda yersiz kalan "çocuksu" müdahaleleri Utanç’ın ortaya çıkmasına neden olur. Kaygı, "Yeni arkadaşlar edinmeliyiz, yoksa lise boyunca yalnız kalacağız" düşüncesiyle kontrolü ele alır ve Riley’nin Benlik Algısı’nı fırlatıp atarak, temel duyguları kavanoza kapatıp zihnin derinliklerine gönderir. Riley’nin gelecekte yaşayabileceği tüm olumsuz senaryoları gözden geçirir ve onun en doğru adımları atması için kontrolü tamamen eline alır.Riley, yalnız kalma kaygısıyla takımın liseli oyuncularına yaklaşır ve eski arkadaşlarını unutur, dalga geçilme kaygısıyla kendini farklı biri gibi göstermeye çalışır, başarısız olma, ailesini hayal kırıklığına uğratma ve sevilmeme korkusuyla sayısız yanlış adım atar. Sonuçta, "Ben yetersizim" düşüncesi etrafında şekillenen yeni bir Benlik Algısı gelişmeye başlar. "Ters Yüz 2", ilk filmin izinden giderek, duygusal yolculukları yeniden canlandırıyor. İlk filmde Neşe ve Üzüntü, kontrol merkezinden uzakta hayali arkadaşlarının yardımıyla geri dönmeye çalışırken, bu devam filminde tüm temel duygular benzer bir serüvene atılıyor. Riley'nin zihninde sakladığı kahramanlar onlara yardım ediyor. İlk filmde kurtarılması gereken çekirdek anılar varken, burada Riley'nin eski Benlik Algısı’nı kurtarmak gerekiyor ve kontrol paneli yine deneyimsiz duyguların eline kalıyor.Olay örgüsünün benzerliğine rağmen, "Ters Yüz 2" kendini tekrarlayan bir devam filmi değil. Büyüme sancılarının getirdiği karmaşık durumlar, yeni bir atmosfer yaratıyor ve her yaştan seyirciye hitap ediyor. İlk filmin sürpriz duygusu yerini zeki bir mizaha bıraksa da, temel duyguların ellerinde ilgi çekici malzemeler bulunuyor. Riley’nin zihninde sakladığı kurmaca kahramanlar, Bilinç Akışı ve hayal gücü işçileri gibi eğlenceli biçimde somutlaşan zihinsel süreçler, "Gelecek Kariyerler Geçit Töreni" gibi genç bir zihnin köşesinde varlığını sürdüren düşünceler, bu yolculuğu eğlenceli ve komik kılıyor. Yolun sonuna yaklaştıklarında ise aşırı düşünme nedeniyle kontrolden çıkan Kaygı, filmin neşeli doğasını birkaç damla gözyaşıyla sonlanması muhtemel bir gerilime sürüklüyor.Riley’nin zihninde ara ara beliren tonton Nostalji duygusu, diğer duygular tarafından “daha zamanı değil” denilerek sürekli geri gönderilse de, bu espri yetişkin izleyicilerin zihnini film boyunca meşgul edecektir. Kendi erken ergenlik yıllarınızı hatırlayabilir, anne ya da baba iseniz çocuğunuzun o süreçte yaşadıklarını yeniden gözden geçirebilirsiniz. Film, eğlenceli bir sinema deneyiminin ötesinde, seyircinin anılarıyla kurduğu bağı derinleştiriyor. Hayatınızın o döneminden taşıdığınız çözülmemiş düğümler, kaygıyla şekillenen değersizlik ve yetersizlik gibi çarpık inançlarınız varsa, hangi yaşta olursanız olun, kaygı tarafından ele geçirilip işlevsiz kalmanın ne demek olduğunu biliyorsanız veya eksikliğini hissediyorsanız, film boyunca gözyaşlarınızı tutamamanız olasıdır.Sonuçta ne olursa olsun, bu süreci ters yüz edip bir de içeriden bakmak herkese iyi gelecek. Ters Yüz serisi, neredeyse terapötik bir işlevi olan bir yapım ve kişiliğimizin oluştuğu, bizi ömür boyu takip edecek izlerin zihnimize kazındığı ergenlik sürecini ele alan ikinci film, bu açıdan çok daha etkileyici. Kaygı, yarattığı tüm karmaşaya rağmen, bu filmin kötü karakteri değil; hikayenin sonunda, biraz şefkatle düzeliyor ve film, bu derin anlayış duygusuyla zihni ve kalbi birleştirmeyi başarıyor. "Ters Yüz 2", ilk filmin üzerine bir tuğla daha ekleyerek, tüm duyguların eşit derecede önemli olduğu ve iyi-kötü tüm anılarımızın, olumlu-olumsuz tüm inançlarımızın bizi biz yaptığı mesajını veriyor. Bu açık mesaj, hem çocuklar hem de yetişkinler için son derece etkileyici.Bu filmde yönetmenliği, Pixar’ın hüzünlü ve sofistike yapımlarında (Soul, Yukarı Bak) imzası bulunan Pete Docter’dan devralan deneyimli storyboard sanatçısı Kelsey Mann üstlenmiş. İlk uzun metraj yönetmenliği olan bu filmde, Dave Holstein ve Meg LeFauve tarafından yazılan senaryodan yola çıkarak renkli, canlı, komik, dokunaklı ve sürükleyici bir yapım ortaya koymayı başarmış. "Ters Yüz 2", Pixar’ın alametifarikası olan çok katmanlı yapısıyla, hem çocuklara hem yetişkinlere hitap ediyor. Son yıllarda çıkardığı filmlerle eskisi gibi çarpıcı bir etki yaratamayan stüdyo ve Disney için son derece başarılı bir geri dönüş.Türkçe seslendirme kadrosunda Aysun Toplar (Neşe), Gupse Özay (Üzüntü), Suzan Acun (Tiksinti) gibi isimlerin geri dönmesi ve Aslı İnandık’ın Kaygı rolündeki performansı da alkışı hak ediyor.