Favorilere Ekle

Polisiye türü edebi eser nedir?

SDAI tarafından 5 ay önce oluşturuldu - 24 Kasım 2023 Cuma 21:23

Cevaplar

SDAI
- 5 ay önce - Son Düzenleme: 5 ay önce
‘Polisiye’ kelimesi sadece bizim ülkemizde kullanılan bir tanımlama sözcüğü. Araştırmamın  başında bu tanım hep önümde bir engel oluşturdu. Kelime anlamıyla kapsayıcı olmasına karşın, ülkemizde verilen ya da içi doldurulan anlamıyla özelleştiricidir; yani polisiyenin sadece belli bir türüne yakıştırılmıştır. Araştırmamın sonunda, kapsayıcı özelliği dolayısıyla bu kelimeyi bir şemsiye terim olarak kullanmaya karar verdim. Türlerini buna dayanarak açıklamaya çalışacağım. Yazmak veya okumak isteyenler hangi türden hoşlandıklarına karar verebilsinler diye.

Görsel Yükleniyor...
Polisiye edebiyat ve üç ana türü:
Polisiye edebiyat, ana konusunda suçla ilgili bir olayın anlatıldığı nesirdir ve başlıca üç türe ayrılır. Bunlar; suç polisiyesi, gerilim polisiyesi ve gizem polisiyesidir.
Kuşkusuz suç, gerilim ve gizem unsurları bu üç türde de bulunabilir tıpkı muallakta bırakmak (suspense) gibi. Ancak burada kastedilen bu unsurlar değil, bizzat biçimin/tarzın (genre) kendisidir. Ve bu biçimler/tarzlar belirgin bir şekilde birbirlerinden ayrılırlar. Dolayısıyla gerilim polisiyesi dendiğinde ne anladığımızla, gizem polisiyesi dendiğinde ne anladığımız birbirlerinden farklı şeylerdir. Bütün bu ayırıcı özelliklere rağmen türler arasında yine de geçişler olabileceği gerçeğini  gözden uzak tutmamak gerekir.
Polisiye edebiyatın dünyada gelişimi:
Dünya edebiyatına baktığımızda batıda polisiyenin gizem (mystery) edebiyatıyla, doğuda ise, suç (crime) edebiyatıyla ortaya çıktığını görürüz. İlk örnekler olarak, Edgar Allan Poe’nun 1841’de yazdığı Morgue Sokağı Cinayetleri’ni (The Murders on the Rue Morgue) ve Fyodor Dostoyevsky’nin 1866’da yazdığı Suç ve Ceza’yı (Crime and Punishment) sayabiliriz. Poe’nun bu öyküsü dünyada ilk dedektif kurgusu olarak kabul edilir ve okuyucu, kapalı oda cinayeti ile ilk defa bu öyküyle tanışır. Poe, ayrıca suçlunun kafasından geçenleri edebiyatın konusu yapan ilk yazardır. Öyküleri, genellikle gerilim ve korku öğeleriyle bezelidir. Dostoyevsky’nin Suç ve Ceza’sı ise tipik bir suç romanıdır ve içinde çözülmesi gereken bir polisiye gizem olayı yoktur. Sadece polisiye olay vardır ve suçlu baştan itibaren bilinir.
Tabii Charles Dickens’ı ve hele Wilkie Collins’i anmadan geçmek olmaz. Dickens 1853’de yayınlanan Kasvetli Ev (Bleak House ) romanında, muallakta bırakma yöntemini ve gizemi ustaca kullanır. Dickens’in yakın arkadaşı Wilkie Collins ise Beyazlı Kadın’ı (The Woman in White) 1860’de yazar. 1868’de yazdığı Aytaşı (The Moonstone) ilk gerçek İngiliz dedektif romanı olarak kabul edilir.
1878’de yayınlanan Leavenworth Davası (The Leavenworth Case) ile ilk kadın dedektif roman yazarı olan Anna Katherine Green, sonradan çok kullanılacak olan ‘detect’ yapma; yani bulgulama, ip uçlarından yola çıkarak suçluyu bulma yönteminin ilk adımlarını atmıştır. 1887’de Arthur Conan Doyle bu yöntemin öğelerini, Poe’nun kahramanından esinlenerek yarattığı Sherlock Holmes’un maceralarını yazarken bolca kullanır.
1909’da Fransa’da, Maurice LeBlanc, Arsen Lüpen’i yayınlamaya başlar. Arsen Lüpen’in kendisi, zenginden alıp fakire veren bir hırsızdır ama aynı zamanda da özel dedektiftir; komedi ve macera yanı ağır basar. Kendi gibi bir özel dedektif olan Sherlock Holmes ile yolları çakışır.
Ve ardından polisiyenin Altın Çağ’ı gelir. 1920’lerle 1930’lar arasındaki bu döneme  imzasını atan tek yazar vardır; o da yurdumuzda da çok iyi tanınan Agatha Christie’dir. Agatha Christie sadece polisiyenin bir dönemine değil, belli bir şekline, formatına imzasını atmıştır ki bu polisiye gizem edebiyatının gelişimi açısından büyük önem taşır.
Christie, sadece “kim yaptı?” (Whodunnit?) diye de bilinen polisiye bir muammayı çözmeyi ana konusu yapan gerçek dedektif edebiyatını değil, onun alt türlerinden biri olan rahat polisiye edebiyatını (cozy mystery murders) da yaratmıştır. Miss Marple ile başlayan bu tür bugün batıda almış başını gitmiş, hatta kendi alt-alt türlerine bile ayrılmış durumdadır: Ev dedektif hikayeleri (domestic mystery), ev hayvanları dedektif hikayeleri (pet mystery) gibi.

Görsel Yükleniyor...
Polisiye gizem edebiyatı ve alt türleri:
1-Rahat polisiye (cozy):
Önceleri sadece Miss Marple hikayelerine rahat polisiye dense de bugün gelinen aşamada Hercule Poirot’nun maceraları da rahat polisiyenin sınırları içinde görülmektedir. Altın Çağ ile zirveye çıkan bu tür polisiyede şiddet, küfür ve argonun yanı sıra,  seks, cinayet ve ceset betimlemeleri de yoktur. Hikaye; güzel, rahat bir dünyada başlar. Bütün ipuçları okuyucuya verilir. “Kim yaptı?” (Whodunnit?) kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalınır. Olayları çözmek için beyin ve sağduyu kullanılır; sonunda gerçek bir gizem/muamma çözümü sunulur. Hikaye, başladığı gibi yine rahat bir ortama dönerek biter. Dedektif, amatör veya profesyonel bir kişi olabilir; fakat kesinlikle resmi polis değildir. Hikayenin kurgusu, her konum ve zamana yerleştirilebilir. Olaylar bir köyde, bir evde, bir şehirde, uzayda, günümüzde, tarihte veya gelecekte geçebilir. Bunlar içerikle ilgilidir, biçimi belirlemezler. Agatha Christie’nin yanı sıra Erle Stanley Gardner ve John Dickson Carr bu türde yazarlar.
2-Sert polisiye (hard-boiled):
1920’lerde, Amerika’da polisiye gizem edebiyatında yeni bir alt tür ortaya çıkar. Dashiell Hammett, Mickey Spillane ve Raymond Chandler’ın başını çektiği bu tür dedektif edebiyatı, sert polisiye (hard-boiled) diye bilinir. Sert polisiye edebiyatında, rahat polisiyedeki gibi çözülmesi gereken bir gizem vardır ve hikayenin sonunda bu gizem çözülür; fakat yöntem farklıdır. Şiddet, küfür ve argo, kabadayılık bolca kullanılır. Seks, cinayet ve ceset betimlemeleri bulunabilir. Hikaye zaten güzel olmayan bir dünyada başlar ve gene orada biter. Sonunda bir burukluk vardır. Dedektif çoğunlukla resmi polis olmakla beraber, profesyonel bir özel dedektif de olabilir; ama kesinlikle amatör değildir. Dedektif, bu güzel olmayan dünyayı değiştiremeyeceğini bile bile görevine devam eder. İşlenen suç genellikle cinayettir. Bu türün de odak noktası, rahat polisiyedeki gibi suçun kendisidir. Organize olmuş suçlar da işlenebilir. Olay, rahat polisiyede olduğu gibi her yerde ve zamanda geçebilir: köyde, şehirde, kasabada, kilitli odada, uzayda, tarihte, günümüzde ve gelecekte.
1940’lardan itibaren sert polisiye edebiyatına  yeni alt-alt türler katılır. Bunlardan biri de polis prosedürüdür. Televizyonun hayatımıza girmesi, özellikle Amerikan hukuk sisteminde polisin izlediği prosedürün bilinmesini sağlamış, bu da bu alt-alt türün ortaya çıkmasına aracı olmuştur. Gelişen bilim ve adli tıp (forensic) ile birlikte bu tarz kurgular da sert polisiyeye eklenmiştir.
Sert-polisiyenin alt-alt türlerinden Kara polisiye (noir mystery) de yeni alt-alt-alt türlerle zenginleşmiştir; İskoç karası (tartan noir) ve kuzey karası (Scandinavian noir) gibi.
3-Tatlı-sert polisiye (soft-boiled):
Yukarıdaki türlere girmeyen ama her ikisinden de unsurlar barındıran gizemli polisiye edebiyatıdır. Örneğin, içinde seks ya da şiddet unsurları olabilir ama sert polisiyedeki kadar detaylı (grafik) değildir. Cinayet veya ceset, sert polisiyede olduğu gibi açık seçik, detaylara inilerek betimlenmez ama yer alabilir. Maurice Leblanc, George Simenon ve Arthur Conan Doyle’un kitapları bu türdür.
Bazen de hikaye/roman, rahat polisiye gibidir ama komedi yanı ağır basar ya da hafif seks içerir; o da bu türe girer. Son yıllarda deli-dolu polisiye (caper mystery) ortaya çıkmıştır. Yerinde duramayan bir  polisiye gizem olan bu alt-alt türde, suç çoğunlukla cinayet değildir. Biçim itibariyle rahat polisiyeye girse de eğer içinde az da olsa seks, küfür, şiddet varsa tatlı-sert polisiyeye dahil olur.
Eğer bir polisiye gizem hikayesinde siyasi bir konu ya da tarihsel bir konu işleniyorsa yine biçimine göre yukarıdaki üç türden biri olur. Aynı durum mesleki konular için de geçerlidir. Daha önce de belirttiğim gibi siyasi, tarihsel, mesleki konular içerik ile ilgilidirler türü belirlemezler.
Polisiye suç (crime) edebiyatı ve alt türleri:
Polisiye gizem edebiyatı “Kim?” sorusuna odaklanırken, suç edebiyatı ‘Nasıl?’ sorusuna odaklanır. Burada, suçlunun nasıl yakalanacağı ya da yakalanmayacağı önemlidir. Suç edebiyatında dedektif bulunmayabilir; katil baştan bilinebilir ve çözülmesi gereken bir gizem olmayabilir. Eğer bir gizem varsa da polisiye gizem edebiyatındaki gibi hikayenin odak noktası değildir. Doğru ile yanlışı ayırmaya yardım eden prensiplerdeki bozulma ya da yozlaşma onun konusudur. Toplum ile kişi arasındaki çelişki; bu kokuşmuş dünyada bireysel onur, içtenlik ve gurur; kişisel özgürlük ile toplumsal ve hukuksal kurallar arasındaki çelişki; istekler ve sorumluluklar arasındaki çelişki onun ilgi alanına girer. Polisiye gizem edebiyatı akla ve sağ duyuya hitap ederken suç edebiyatı dramatiktir. Kara roman/hikaye (noir) diye adlandırılan alt türleri vardır.
Polisiye gerilim (thriller) edebiyatı ve alt türleri:
Gerilim (thriller) edebiyatı ise duygulara hitap eder. Edgar Allen Poe’dan bu yana, korku, şüphe, endişe, kaygı gibi karanlık duygular onun odak noktasıdır ama bir korku (horror) edebiyatı değildir. Suç okuyucunun gözü önünde işlenir. Suçlu bilinebilir ya da tahmin edilebilir. Bütün kitap boyunca sorulan soru, suçlunun ikinci bir suçu işlemeden önce yakalanıp yakalanmayacağıdır. Fakat sonuna kadar suçlunun detayları verilmez son anda suçlu ile ilgili her şey açığa çıkar. Halbuki polisiye gizem edebiyatında suçlu asla sonuna kadar bilinmez, tahmin edilemez ama onunla ilgili ip uçları verilir. Gerilim edebiyatında kahraman, sürekli tehlikededir; suçlunun suçunu ispatlamaya çalışır; aksi taktirde bütün hayatı risktedir. Alt türleri şunlardır: Epik gerilim, psikolojik gerilim, doğaüstü (supernatural) gerilim, fantastik gerilim ve casusluk (espionage) edebiyatı.

Görsel Yükleniyor...
Son söz:
Sonuç olarak, polisiye edebiyatının üç ana türden oluştuğunu görmekteyiz. Bunlar, suç polisiyesi, gerilim polisiyesi ve gizem polisiyesidir. Diğer türler bunların altında yer alır ve her zaman kendi aralarında bir geçişgenlik söz konusudur.
Polisiye gizem edebiyatı, kesinlikle bir dedektifin bulunduğu polisiye türüdür. Bu nedenle dedektif edebiyatı/polisiyesi olarak da adlandırılır. Diğer türlerde, yani suç ve gerilim polisiyelerinde ise amatör ya da profesyonel bir dedektifin bulunması şart değildir. Bir hikayede dedektif var ama gizem yoksa, dedektif polisiyesi olarak sınıflandırılamaz. Aynı şekilde, dedektif var ama suçlunun kim olduğu baştan biliniyorsa, bu da dedektif hikayesi değildir.
Yanıtla
0
0

Bu içerik için bir tepkiniz var mı?

0
0
0
0
0
0
0
0
Edebiyat konusundaki bazı benzer içerikler
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
© 2019 - 2024 SoruDenizi v1.4.1
Giriş Yap

Üye Ol
En az 3 en çok 23 karakter, sadece harf ve rakam içerebilir. Boş bırakılamaz En az 6, en çok 36 karakter olmalıdır. Boş bırakılamaz

Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul ediyorum
Şifremi Unuttum
Şifre yenileme bağlantısı e-postanıza gönderilecektir.

Reklamlar Görüntülenemiyor 😞
Hoşgeldiniz, bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi görünüyor. Sorun değil. Kim kullanmaz ki?
Reklam engelleyici kullanma hakkınıza saygı duyuyoruz ancak reklam gelirleri olmadan bu siteyi harika tutmaya devam edemeyeceğimizi bilmenizi istiyoruz.
Anlıyorum; reklam engelleyicimi devre dışı bıraktım.
Soru Denizi, ziyaretçilerine daha iyi bir deneyim sağlamak amacıyla çerez (cookie) teknolojisini kullanmaktadır.
Detaylı Bilgi
Tamam