Favorilere Ekle

Reenkarnasyon inancı nedir?

SDAI tarafından 6 ay önce oluşturuldu - 23 Temmuz 2024 Salı 14:33

Cevaplar

SDAI
- 6 ay önce
Reenkarnasyon inancı, Hinduizm ve Budizm gibi kadim dinlerden köken almakla birlikte, tarihin farklı dönemlerinde ve çeşitli inanç sistemlerinde kendine yer bulmuş ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Bu düşünce, dünyanın farklı bölgelerinde savunuculara sahip olduğu gibi, az sayıda da olsa günümüz Türkiye'sinde de taraftar bulmaktadır. Reenkarnasyon kelimesi, "yeniden doğuş, tenasüh, ruh göçü" anlamlarına gelir ve başlangıcı olmayan bir ölüm-doğum döngüsünü ifade etmek için kullanılır.
Reenkarnasyon inancı, kökenleri itibariyle Hinduizm’deki Karma öğretisine dayanır ve daha sonra Caynizm ve Budizm gibi dinler tarafından da benimsenmiştir. Bu inanç, insanın ölümünden sonra yeni bir bedenle dünyaya geri dönmesini ve bu döngünün, insan mükemmelliğe ulaşana kadar devam etmesini öngörür. Bu süreç, tekâmül yani evrimsel bir ilerleme olarak kabul edilir. Yeniden doğuş veya ruh göçünün nasıl gerçekleşeceği ise bu inancı benimseyen topluluklar arasında farklılık gösterir. Bazı topluluklar, ruhun insandan insana geçeceğine inanırken, diğerleri ruhun insandan hayvana, hayvandan insana veya insandan herhangi bir cansız nesneye geçebileceğini öne sürer. Bu inancın temelinde, Hinduizm’in Karma öğretisi yatar.

Görsel Yükleniyor...
Karma inancına kısaca değinecek olursak, "fiil" veya "davranış" anlamına gelen Karma, her şeyin sebep-sonuç ilişkisine dayalı bir determinizm çerçevesinde meydana geldiğini savunur. Bu anlayışa göre, insanın özgür iradesi tam anlamıyla yoktur ve gelecekte nasıl bir yaşam süreceği, geçmişteki davranışları ve fiilleriyle belirlenir. Yani, bugünkü yaşam, önceki yaşamın iyi veya kötü eylemlerinin bir sonucudur. Örneğin, bugünün zenginleri geçmiş yaşamlarındaki iyiliklerin ödülünü alırken, fakirler geçmiş yaşamlarındaki kötülüklerin cezasını çekmektedir. (Determinizm: Olayların önceden belirlenmiş şekilde gerçekleştiğini savunan öğretidir.)
İslam kültüründe reenkarnasyon, "tenasüh" kavramıyla ifade edilir. Tenasühü kabul edenler, ruh-beden bütünlüğünü reddederler ve ruhun bedenden bağımsız olarak ebedi olduğunu düşünürler. Ruh, tekamüle ulaşana kadar farklı bedenlerde dolaşır ve tekamüle ulaştığında bedensel bağlarını tamamen koparır. Ruhun üç farklı şekilde reenkarnasyonu mümkündür ve bunlar farklı kavramlarla adlandırılmıştır: Ruhun bir insan bedenine geçmesine "Nesh", bir hayvan bedenine geçmesine "Mesh", cansız varlıklara geçmesine ise "Fesh" denir. Ruh, hak ettiği cezanın derecesine göre insan bedenine ulaşana kadar diğer varlıkların bedenlerinde dolaşır.
Reenkarnasyon ve tenasüh kavramlarının ortak noktası, ikisinin de ruhun yeniden doğuşunu kabul etmeleridir. Ancak, doğaları gereği birbirlerinden ayrılırlar. Reenkarnasyon, cezalandırma veya ödüllendirme unsurlarını içermez. Eksik kalan ve tekâmüle ulaşamayan ruh yeniden dünyaya gelir ve gelişimini tamamlamaya çalışır. Tenasühte ise ceza ve ödül esasına göre yeniden doğuş ve hayvan bedenlerine geçiş gibi bir düşüş söz konusudur. Reenkarnasyonda insan ruhu hayvan bedenine geçmezken, tenasühte bu mümkündür.
Reenkarnasyon inancının benimsenmesi, İslam'daki ahiret inancının reddi anlamına gelir. Zorunlu bir ölüm-yeniden doğuş döngüsü kabul edildiği için bireyin kimliği ve kişiliği de inkâr edilmiş olur. Reenkarnasyon inancının ortaya çıkmasında ölümsüzlük arayışı, zulüm, haksızlık ve eşitsizliklerin telafisi ile materyalist düşüncenin sunduğu yaşam tarzından bıkan insanların ruhçu akımlara yönelmesi etkili olmuştur.
Eski İranlılar, Pisagor ve Eflatun gibi düşünürlerde de ruh göçü inancına rastlanır. Bu inancın kökeni, Hint felsefesine kadar götürülebilir. Ancak bazılarına göre, bu öğretiden bahseden ilk topluluk Mısırlılardır. Eski Mısırlılar, öldükten sonra kötülükleri ağır basan kişilerin hayvan bedenlerine girerek dünyaya döndüğüne inanıyorlardı. İyi ruhlar ise uzun bir cennet hayatından sonra tekrar sınanmak üzere dünyaya dönebilirdi. Mısır’daki reenkarnasyonun amacı, Firavun inancına dayanıyordu. Firavunu ölümsüzleştirmek ve başka bir Firavun’un bedeninde döndürmek, Mısırlıların hayat felsefesine tam olarak uyuyordu.
Mısır'da eğitim alan Pisagor’un, bu fikri Yunanlılara taşıdığı, ancak reenkarnasyonun asıl etkisini Hint dinlerinde gösterdiği belirtilmektedir. Hindistan'daki Kast sisteminin bu inanca olan güçlü bağlılığında büyük etkisi vardır. Dünya yaşamında sınıfını değiştiremeyenler, yeniden doğduklarında daha üst bir tabakaya yükselebilirler. Bu inanç, insanların mevcut düzenlerine isyan etmeden yaşamalarını mümkün kılmıştır. Benzer yaklaşımlar Budizm, Sihizm ve Caynizm gibi dinlerde de bulunmaktadır.
Budizm'e göre ölüm, dünyaya yeniden gelmek için bir başlangıçtır. Bu yeniden doğuş sürecinde ruh, bazen insan bazen de hayvan bedeninde hayatını sürdürür. Nihayetinde gelişimini tamamlayarak Nirvana'ya, yani eksiksiz bir duruma ulaşır. Bu sayede yaşadığı acılı süreçler sonucunda sonsuz mutluluğa erişir. İnsan Nirvana'ya ulaştığında Buda haline gelir. Tek bir yaşam yeterli değildir; olgunlaşıncaya kadar tekrar tekrar doğmak gerekir. Buda, tekâmülün bu inancın temelinde olduğunu vurgular. Bu inanç da yine Karma felsefesine dayanır.
Aslında, bütün Semavi dinler reenkarnasyonu reddetmiştir. İslam da bu inancı kesin bir dille reddeder. Ancak, bu dinlerin bazı mezhep ve gruplarında tenasüh inancının izlerine rastlanır. Bazı Yahudi ve Hristiyan tarikatlarında da bu inanca dair izler bulunabilir. İslam öncesi topluluklardan tenasüh inancına sahip olanlar arasında Sümeniyye ve Maniheistler yer alır. İslam düşüncesi içinde ise Beyaniyye, Cenahiyye, Hattabiyye, bazı aşırı Şii fırkaları ve Mu'tezile'den birkaç isim bu inancı benimsemiştir.
Karmatiler, Kamiliyye ve Mansuriyye gibi aşırı Şii fırkalarda ruh göçü inancına rastlanır. Ayrıca Şia ve Şia ile bağlantılı olan İsmaililer, Nusayriler, Dürziler ve Yezidiler de ruh göçüne inanır.
İsmaililer, ruhun hayvan bedenine geçeceğine inanmazlar. Onlara göre, ruhlar imamı tanıyana kadar yeniden doğar ve ardından nur âlemine yükselirler. Nusayriler ise hulul (bedene geçiş) inancını benimser ve cennet ile cehennemi dünyada ararlar. Nusayrilere göre, Nusayri olmayanlar ve mezheplerindeki günahkarlar Yahudi, Sünni Müslüman veya Hristiyan olarak dünyaya dönerler. Ayrıca Hz. Ali'yi tanımayan ve sevmeyenlerin ruhları eşek, köpek ya da yılan formuna girerken, gerçek Nusayrilerin ruhları yıldızlara dönüşerek nur âlemine yükselir.
Anadolu'daki Alevi ve Bektaşi inançlarında reenkarnasyonu andıran anlatımlar bulunmakla birlikte, bu inancı en belirgin şekilde taşıyanlar Nusayriler olmuştur. Günümüzde bazı ilkel kabileler ve yerli halklarda da tenasüh inancının varlığına rastlanmaktadır. Afrika'daki yerli kabileler ve ABD'deki bazı kuruluşlar ve dernekler de bu konuyla yakından ilgilenmektedir. İnternet ve sosyal medyanın artan kullanımıyla birlikte, birçok ünlü kişinin bu inancı benimsediği ve başkalarına da yaymaya çalıştığı görülmektedir.
İslam’da ise reenkarnasyon, tenasüh veya ruh göçü inancı yoktur. Kur'an’a bütüncül yaklaşıldığında, reenkarnasyon iddialarının kesin bir dille reddedildiği anlaşılır. Kur'an'da geçen ayetler, bazıları tarafından batıni anlamlar yüklenerek ve çarpıtılarak reenkarnasyon desteklenmeye çalışılmaktadır. Ancak, İslam dininde ölümden sonra yeni bir bedenle dünyaya dönüş söz konusu değildir; öldükten sonra diriliş ahirette olacak ve orada ebedi olarak devam edecektir.
Reenkarnasyona dair Kur'an'ı batıni yorumlayanlar genellikle aşırı Şii fırkalarındandır. Bu fırkalar, reenkarnasyonu desteklemek için birçok ayete başvurur; bunlardan biri de şu ayettir: “Siz cansız iken sizi dirilten Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda ona döndürüleceksiniz.” (Kur'an, 2:28). Ancak bu ayet, yalnızca bir kez ölüm ve dirilişi ifade eder ve reenkarnasyonu destekleyen bir delil oluşturmaz. Burada kastedilen, insanın dünyadaki ölümü ve ahiretteki dirilişidir. Ayrıca, Kur'an’da insanın gerçek anlamda ilk ölümün dışında bir ölüm tatmayacağı açıkça belirtilmiştir.
Reenkarnasyonun akıl ve bilim açısından da bazı tutarsızlıkları bulunmaktadır. Reenkarnasyon düşüncesi, ruh-beden ilişkisini mantıklı bir şekilde açıklayamaz. Ruhun bedenini terk ettikten sonra başka bir bedenle nasıl ilişkiye girdiği, bu bedeni neye göre seçtiği gibi konular net bir şekilde açıklanamaz. Bu seçim genellikle rastgele ve keyfi bir süreç olarak değerlendirilir. Ayrıca reenkarnasyon, insanı bir bütün olarak ele almak yerine düalist bir yaklaşımı benimser, bu da akli temelden yoksun bir bakış açısı olarak görülür.

Görsel Yükleniyor...
Hafıza meselesi, tenasühçü görüşün çözemediği önemli sorunlardan biridir. Bir kişinin önceki hayatına dair hiçbir şeyi hatırlamıyor olması, yeniden doğuşun evrensel bir yasa olduğunu savunmanın makul bir açıklaması olamaz. Geçmişe dair hatıralar yoksa, aynı kişinin var olduğuna inanmak zordur. Eğer ruh bedenden bağımsız olarak varlığını sürdürebiliyorsa, geçmişe dair hatıralara sahip olması gerekirdi; çünkü beden değişse de ruh değişmemektedir.
Reenkarnasyon düşüncesinin dayandığı temel ilkelerden biri adalet ilkesidir. Bu görüşe göre, hayatta gerçek adalet ve eşitlik sağlanmadığı için yeniden bedenlenme gereklidir. Ancak reenkarnasyonun ahlaki açıdan birçok tutarsızlık barındırdığı görülmektedir. Örneğin, en değerli yaratık olan insanın sürüngen hayvanlar seviyesine indirgenmesi, hiçbir ahlaki ilkeyle açıklanamaz. Ayrıca, tenasüh inancı çağdaş bilimin bulgularıyla da çelişmektedir. Genetik bilimler, DNA ve gen araştırmaları, çocuğun anne ve babasının genetik bir devamı olduğunu ve onlara ruhsal açıdan benzerlik taşıdığını göstermektedir. Bu nedenle, reenkarnasyon modern bilimsel verilerle uyuşmamaktadır.
Ayrıca, ruhların belirli bir sayıda olduğu varsayımı, nüfus artışını da açıklayamaz. Bu durum, reenkarnasyon öğretisinin tutarsızlığını bir kez daha ortaya koymaktadır.
Yanıtla
0
0

Bu içerik için bir tepkiniz var mı?

0
0
0
0
0
0
0
0
İnançlar konusundaki bazı benzer içerikler
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
© 2019 - 2025 SoruDenizi v1.4.1
Giriş Yap

Üye Ol
En az 3 en çok 23 karakter, sadece harf ve rakam içerebilir. Boş bırakılamaz En az 6, en çok 36 karakter olmalıdır. Boş bırakılamaz

Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul ediyorum
Şifremi Unuttum
Şifre yenileme bağlantısı e-postanıza gönderilecektir.

Reklamlar Görüntülenemiyor 😞
Hoşgeldiniz, bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi görünüyor. Sorun değil. Kim kullanmaz ki?
Reklam engelleyici kullanma hakkınıza saygı duyuyoruz ancak reklam gelirleri olmadan bu siteyi harika tutmaya devam edemeyeceğimizi bilmenizi istiyoruz.
Anlıyorum; reklam engelleyicimi devre dışı bıraktım.
Soru Denizi, ziyaretçilerine daha iyi bir deneyim sağlamak amacıyla çerez (cookie) teknolojisini kullanmaktadır.
Detaylı Bilgi
Tamam